MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının İptaliTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARDavacı, dava dilekçesinde 1985 yılında ölen babası ...'ın ...adında bir kızı olmamasına rağmen nüfus kayıtlarında... adlı bir kızının bulunduğunu, hatalı yazılan... adlı kaydın iptalini talep etmiştir. Mahkemece; yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; alt soy tarafından açılan soybağının reddi davasının TMK'nın 291. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakla, hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davacının babası ... eşi ve beş çocuğu ile birlikte 05/05/1951 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Kaydının iptali istenilen... 1.7.1938 doğumlu olup 2.5.1958 tarihinde ... ... kızı olarak tescil edilmiş, aynı gün evlenmiş, çocuklarından 13.07.1955 doğumlu Adil ile 01.02.1956 doğumlu ... yine...'nin tescil yani evlilik tarihinde tescil edilmişlerdir. Davalılar...'nin ...ve ... kızı olduğunu bildirmişlerdir. Dinlenen tanıklar,...'nin ... ile bir ilgisinin bulunmadığını,...'nin annesinin ..., babasının ...olduğunu, kendilerinin İran'dan geldiklerini,Türkiye'de nüfusa kayıtlı olup olmadıklarını bilmediklerini açıklamışlardır. Tüm dosya kapsamı, tanık ve taraf beyanlarına göre...'nin ... ve ... kızı olmadığı halde yanlış beyana dayanılarak adı geçenin kızı olarak nüfusa kaydedildiği, bu durumda...'ın bu hanedeki kaydının iptali istemi ile açılan davanın yanlış beyana dayalı nüfus kaydının iptali olarak değerlendirilmesi ve bu davalarında süreye tabi olmadıkları dikkate alınarak mevcut hanedeki kaydının iptali ile yeni bir hane numarası verilmek suretiyle nüfusa tesciline karar verilmesi gerekirken, davanın soybağının reddi olarak kabulü ile süreden reddi doğru görülmemiştir. Ayrıca, davaya asliye hukuk mahkemesi olarak bakılmış olmasına rağmen karar başlığında “Aile Mahkemesi Sıfatı ile”bakılmış olduğunun belirtilmesi de yerinde değildir.SONUÇ:Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.