Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4654 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 170 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mahkemesi sıfatıyla)DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı... ile .. aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair . Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi'nden verilen 22.01.2014 gün ve 18/18 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla evlilik birliği içinde satın alınarak davalı adına tescil edilen ... plakalı araç nedeniyle 5.000 TL katılma alacağının davalıdan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 10.102,50 TL katılma alacağının 18.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 26.01.2008 tarihinde evlenmişler, 17.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 27.02.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Aracın evlilik birliği içinde 11.03.2009 tarihinde satış suretiyle davalı adına tescil edilmiş olmasına göre dava, TMK'nun 231 v.d maddeleri gereğince katılma alacağına ilişkindir. Dava konusu aracın edinme tarihi itibariyle edinilmiş mallardan olduğunun kabulü doğru ise de, davalı yan savunmasında, dava konusu aracın edinilmesinde ziynet eşyaları ile katkıda bulunduğu iddiasıyla davacı tarafından aleyhine ziynet bedelinin iadesi dava açıldığını bildirmiş olmasına rağmen anılan dava dosyası celp edilip incelenmediği gibi, aracın değeri usulüne göre belirlenmemiş ve dava dilekçesindeki 5.000 TL'lik istek, usulünce harç yatırılarak ıslahla artırılmadığı halde istekten fazlasına hükmedilmiştir.Bu halde mahkemece, dava konusu aracın karar tarihine en yakın tarihten değeri (sürüm değeri) uzman bilirkişi vasıtası ile tespit edilmeli ve davacının ziynet bedeline ilişkin dava dosyası bulunduğu yerden getirtilerek, ziynetlere ilişkin isteğin kabulü halinde mükerrer ödemeye mahal verilmemesi bakımından hükmedilen ziynet bedelinin aracın değerinden düşülmesinden sonra davacının talebi de dikkate alınarak TMK'nun 236. maddesi gereğince katılma alacağına karar vermek gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalı temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, yerel mahkeme kararının İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 690,10 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.