Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4643 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3274 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesat ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat davasının kabulüne dair ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, tarafların dava konusu ... ada ... parsel üzerinde paydaş olduklarını, taşınmaz üzerindeki 4 nolu dairenin vekil edeni tarafından yapıldığını ileri sürerek, anılan dairenin müvekkil adına tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalılardan ... vekili, davaya konu 4 nolu dairenin davacıya ait olduğunu, bu daire üzerinde uyuşmazlık bulunmadığını, davayı bu yönüyle kabul ettiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini bildirmiş, diğer davalılar yargılama oturumlarına katılmamıştır.Mahkemece davanın kabulü ile ... ada ... parsel üzerindeki 4 nolu meskenin davacıya ait olduğunun tespitine, bakiye 35.841,67 TL harcın 1/3 oranında, tarifeye göre tespit edilen 41.384,00 TL vekâlet ücretinin yarısından ... sorumlu olacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi üzerine; hükmün, harç ve vekâlet ücretine ilişkin bölümü davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nun 326/1.maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa'nın 312/2.maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki; anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.Somut olaya gelince; dava konusu ... ada ... parsel üzerinde davacı ve davalılar paydaş olup, hukuki yarar koşulunun dayanağını oluşturan ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmaz üzerindeki muhdesata ilişkin bir çekişme yaratılmamış,mahkemece, süre verilmesi üzerine muhdesatın tespitine ilişkin iş bu dava açılmış, tahkikat aşamasına geçilmeden de davalı Sülün vekili muhdesat üzerinde hak iddia etmediğini ve davayı kabul ettiğini bildirmiştir../.Saptanan bu olgular karşısında; yukarıda açıklandığı üzere, HMK 312/2. maddesi gereği, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında, dava konusu muhdesatlar çekişme konusu yapılmadığından, muhdesatın tespitine ilişkin davada da davaya itirazı bulunmayan ve vekille temsil olunan davalı ...'ın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır. Diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermedikleri, dolayısı ile davaya karşı koymuş ve davanın reddini savunmuş sayılmalarının kabulü gerektiğinden, anılan davalıların payları oranında harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde harç ve avukatlık ücretinden davalı Sülün'ün de sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün harç ve avukatlık ücreti ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 2.987,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.