Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4536 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16981 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Bucak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/05/2013NUMARASI : 2012/124-2013/51Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ile davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARBorçlu, aleyhine başlatılan icra takibinde, haline münasip evinin haczedildiğini belirterek, İİK'nun 82. maddesi gereğince haline münasip meskenin üzerindeki haczin kaldırılması talebi ile İcra Mahkemesine başvurduğu; Mahkemece, 11.04.2013 tarihli ek rapor dikkate alınarak taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğu gerekçesiyle haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verildiği, kararın borçlu vekili ve alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi'nce, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına, satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya ödenmesine karar verilmelidir. Bu kıstasları aşan, nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenlerden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda haczedilen ev, arsa ve ağaçların değeri toplamının 45.687 TL olarak belirtildiği, beldedeki ortalama kargir bir evin değerinin 25.000 - 30.000 TL olarak tespit edildiği görülmüştür. Bilirkişinin ek raporunda ise; borçlunun haline münasip bir evin 46.000 TL'ye satın alınabileceğinin belirtildiği ve bu değerin hükme esas alındığı, her iki rapor arasında haline münasip evin değeri yönünden büyük miktarda farklılık oluştuğu, çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda ve takip hukukunda asıl olanın alacaklıyı alacağına kavuşturulması olduğu göz önünde tutularak bilirkişilerden ek rapor alınıp borçlunun haline münasip alabileceği evin değerinin net olarak belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden belirlenen değere göre hüküm kurulması isabetsizidir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.