Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4505 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16688 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İzmir 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2012/928-2013/355Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ile davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARBorçlular vekili, vekil edenleri aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte İcra Mahkemesinden; takipte yer alan ana para, işlemiş faiz ile işleyecek faiz miktarı ve oranlarının fahiş olduğunu, 6098 sayılı TBK’nun 88, 120 ve 6101 sayılı Yasa’nın 7. maddesi gözetilerek bulunacak faiz oranlarına göre işlemiş faiz miktarının ve işleyecek faiz oranlarının tespit edilmesini, doğrudan kefillere ipotekli takip yapılamayacağını açıklayarak kefil olan borçlular ve fazla faiz yönünden takibin iptalini, icra emrinin düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, R.. V.., İ.. V.. ve M.. V..’in takipte taraf olmadıklarından davanın bu davacılar yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı şirket yönünden ise benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile Borçlar Kanunu’nun faize dair emredici hükümleri gözetilerek icra emrinin 568.645,38 TL asıl alacak, 1.755,93 TL işlemiş faiz, 87,79-TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 570.489,10 TL borç olacak şekilde yeniden düzenlenmesine, asıl alacak tutarı olan 568.645,38 TL’nin 265.841,71 TL'sine % 26,34 oranında, 256.743,39 TL'sine % 33 oranında, 46.060,28 TL’sine % 36 oranında, takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talepler yönünden icra emrinin iptaline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Somut olayda; tarafların tacir olduğu ve yanlar arasında genel kredi sözleşmelerinin düzenlendiğinin saptandığı, anılan sözleşmelerin 53. maddesinde de “müşterinin borçlar tamamen ödeninceye kadar yükümlülükleri ve temerrüt hükümleri” başlığıyla temerrüt faiz oranının belirlenmesindeki kıstasların yazılı olduğu, yazılan bu kıstaslara göre alacaklı banka tarafından 06.12.2011 tarihli Genel Mektup ile TC M.B.’na uygulanan en yüksek cari kredi faiz oranının % 36, temerrüt faizinin de bu oranın % 100 fazlası ile uygulanacağının bildirildiği, öte yandan borçlu şirkete tebliğ edilen ve itiraza uğramadığı için kesinleşen Torbalı 3. Noterliği’nin 17.10.2012 tarih, 10595 yevmiye nolu ihtarnamede temerrüt faiz oranının % 72 olarak belirtildiği, aynı oranın icra takibine konu İpotek Resmi Senetleri'nin 11. maddesi ile de benimsendiği görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda temerrüt faiz oranı yönünden TBK’nun ve 6101 sayılı Yasa’nın getirdiği değişiklikler gözetilerek temerrüt faiz oranları ve işlemiş faiz hesabı yapılmış ise de; 6101 sayılı TBK'nun yürürlüğü ve uygulanma şekli bakımından Kanun'un 7. maddesine göre; TBK’nun faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. maddesi görülmekte olan davalara da uygulanır. Bununla birlikte alacaklı banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi bankacılık işi olup TTK'nun 4. maddesi gereği ticari iş niteliğindedir. Aynı Yasa'nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faizi oranı serbestçe belirlenecektir. Bu durumda TBK' nundaki 88. ve 120. maddelerindeki hükümlerin ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Mahkemece bu yönler ve taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi ile ipotek resmi senetlerinde kararlaştırılan ve itiraz edilmediği için kesinleşen ihbarnamedeki temerrüt faiz oranları gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, Bozma nedenlerine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.