Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4503 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16825 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/04/2013NUMARASI : 2013/166-2013/491Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RBorçlu vekili, vekil edeni aleyhine Marmara Ereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22.07.2010 tarih 2010/52-95 Esas- Karar sayılı ilamına dayalı olarak başlatılan takibe konu ilamda belirtilen baz istasyonlarının takipten önce taraflarınca kaldırılarak, bu konuda alacaklı vekiline şifahen bilgi verildiğini, anılan yere borçlu idarenin herhangi bir müdahalesinin bulunmadığını açıklayarak, icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiş, şikayet dilekçesi ekine baz istasyonlarının kaldırıldığına dair tutulan tutanakları eklemiştir. Mahkemece dosya üzerinde inceleme yapılarak, borçlunun ibraz ettiği infaz tutanaklarında alacaklının imzasının olmadığı, icra dosyasında da infazın yapıldığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı gerekçeleriyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.Her ne kadar İİK'nun 18/3.maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanmalıdır.Somut olayda; icra dosyasının incelenmesinden; takibe dayanak yapılan Marmara Ereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22.07.2010 tarih 2010/52-95 Esas- Karar sayılı ilamı ile" .. parsel nolu taşınmaza davalının müdahalesinin meni ile fen bilirkişisinin 23.01.2008 tarihli raporunda ve ekli krokide kırmızı renk ile gösterilen çelik kulenin kaldırılmasına" şeklinde hüküm kurulduğu, hükümdeki "çelik kulenin" kelimelerinin Yargıtay 13.Hukuk Dairesi tarafından silinerek, yerine "baz istasyonunun" kelimelerinin eklenerek hükmün onandığı, alacaklı tarafından borçlu hakkında 8896 parsel nolu taşınmaza müdahalesinin men'i ve baz istasyonunun kaldırılmasına yönelik takip talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda takibe konu ilamın gerekliliklerini takipten önce yerine getirdiklerinden, taşınmaza müdahalelerinin olmadığını iddia etmektedir.Bu durumda Mahkemece, şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak, taraf teşkili sağlandıktan ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra (gerektiği takdirde) takip dayanağı yapılan Marmara Ereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22.07.2010 tarih 2010/52-95 Esas-Karar sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporu ve eki krokinin mümkünse aynı bilirkişiler temin edilerek, mümkün değilse farklı kişilerle yerinde uygulanarak sonuca gidilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.