MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma AlacağıTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARARDavacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle, davacının taşınmaz üzerindeki katılma alacağının belirlenmesine, taşınmaz üzerindeki davalı mirasçıların hisselerinin katılma alacağına mahsuben, katılma alacağı yetmez ise bedel eklenmek suretiyle öncelikle mülkiyet hakkı, uygun görülmemesi halinde intifa hakkı tanınmasına, bu talebin uygun görülmemesi halinde belirlenecek olan katılma alacağının davalıların hissesine düşen miktarından fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere şimdilik 5.000-TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar ..., ..., ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının davasının kabulüyle; dava konusu ... ada ... parselde ... Blok ....Kat ... nolu bağımsız bölüm üzerinde miras bırakan ...'ın mirasçıları olan davalılar ..., ..., ... ve ...'un hisselerine karşı her birine ayrı ayrı 1.958,43-TL ödemesi karşılığı davalıların mülkiyet hakkının TMK 240 maddesi gereğince davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Tarafların miras bırakanı ... 05.02.2012 tarihinde vefat ettiğine göre TMK'nun 701 vd.maddelerine göre ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Davacı sağ eş talebini terekeye karşı dolayısıyla miras bırakanın mirasçılarına yönelttiğine göre, dosya içerisinde yer alan mirasçılık belgesindeki mirasçılardan ... 'ın da davada davalı safhında yer alması gerekirken pasif dava ehliyeti tamamlanmadan davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Bundan ayrı, 6100 sayılı HMK'nun 297/2 maddesine göre; hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte olması zorunludur. Mahkemece, davalıların mülkiyet hakkının TMK 240 maddesi gereğince davacıya verilmesine şeklinde kurulan hükmün infazda duraksama yaratacağı açıktır. Zira hükümde tapu iptal tescil şeklinde bir ibare bulunmamaktadır. Anılan yönlerin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde iadesine 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.