Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4096 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 3703 - Esas Yıl 2004





Hasan ile Hazine, B. Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair Ankara Onbirinci Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 24.12.2003 gün ve 423/1030 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı vekili, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı Köy temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.Mahkemece davanın kanıtlanmamış olması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmaz, 1953 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında "ekilemez arazi" niteliği ile tespit dışı bırakılmış 10.1.2002 tarihinde idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı, 20.2.1992 tarihinde açtığı görülmekte olan dava ile imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak tescil isteğinde bulunmuş, yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmaz üzerindeki taşların davacının babası Şevket tarafından temizlendiğini, imar ve ihya olgusunun 1960 yılında tamamlandığını, miras ve taksim yoluyla davacıya kaldığını, dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarrufta bulunduğunu, ziraatçı uzman bilirkişi kuru tarım arazisi niteliğinde olduğunu bildirmiştir. Davanın kabulüne ilişkin önceki hüküm davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine yapılan bozmalarda özet olarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi ve imar ve ihya olgusunun araştırılması gereğine işaret edilmiştir. Uyulan bozma ilamları uyarınca yapılan araştırma, inceleme ve bilirkişi kurulundan alınan rapor ve hakimin tutanağa geçen gözlemine göre dava konusu taşınmazın imar ve ihyası tamamlanmış kültür arazisi niteliğinde bulunan bir yer olduğu belirlenmiştir.Mahkemece kısa kararda dava konusu yerin 10.1.2002 tarihinde idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edildiği, tapulu bir yerin tescilinin mümkün olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, gerekçeli kararda gerekçe açıklanmakla birlikte davanın kanıtlanmamış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaz ve çevresi davanın açılması tarihinden sonra 10.1.2002 tarihinde Hazinenin istemi üzerine idari yoldan tapuya tescil edilmiştir. Tescil davası daha önce açılmış bulunduğuna ve tescil isteği iptali de kapsayacağına göre davanın tapu iptali ve tescil davası olarak sürdürülmesi ve sonuçlandırılması gerekirken, tapulu bir yerin zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı gerekçesi yerinde bulunmamaktadır. Somut olayda davacı dava ve taşınmazın tapuya bağlanmasından önceki sebebe dayanarak istekte bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemenin benimsediği gerekçeler dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Uyulan Yargıtay bozma ilamları uyarınca toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA) ve 10.100.000.- lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.