Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 407 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11549 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RAlacaklı tarafından, borçlu .... aleyhinde, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 30.12.2010 tarih 2009/916 Esas 2010/668 Karar sayılı ilamına dayalı olarak icra takibi başlatılmış borçlu vekili, icra emrinde asıl alacak için takip tarihinden itibaren talep edilen faizin ilama aykırı olduğunu, işlemiş faizin hangi tarihlerde ve hangi faiz oranları esas alınarak istendiğinin belli olmadığını ve ilamda hükmedilen yargılama gideri içerisinde yer alan 244 TL peşin harcın mükerrer olarak talep edildiğini açıklayarak icra emrinin iptalini talep etmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak, ilama göre asıl alacak için işlemiş faizin 5.494,19 TL olacağı, takipte asıl alacağa 4.870 TL işlemiş faiz talep edildiği, talep edilen 244 TL peşin harcın icra masrafı içinde olduğundan tekrar talep edilemeyeceği, ilama göre talep edilebilecek alacağın 27.307,42 TL olacağı, icra emri ile talep edilen alacağın 244 TL harç düşüldükten sonra 26.580 TL olduğu açıklanarak; şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının harca yönelik şikayetinin kabulüne, işlemiş faize yönelik şikayetinin reddine, takipten sonra asıl alacağa ilam doğrultusunda artan ve azalan oranlarda avans faizi uygulanmasına, şikayetin niteliği gereği ve verilen kararın kapsamı nazara alınarak yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı vekili lehine vekalet ücreti takdir ve tayinine yer olmadığına karar verilmiştir. Borçlu vekili, ilamda asıl alacağa değişen oranlarda avans faizine hükmedildiği, avans faizinin 2009 yılında % 19, 2010 yılında % 16, 2011 yılında % 15 olduğu, bilirkişi raporunda ise 16.09.2009-22.04.2011 tarihleri arasında % 19 üzerinden faiz hesaplandığı, şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği halde vekalet ücretine hükmedilmediği ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmemesinin yasaya aykırı olduğundan bahisle kararı temyiz etmiştir.Takibin dayanağı ilamın hüküm fıkrasında "davanın kabulüne, 18.073 TL'nin 16.09.2009 tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar % 19 artan ve azalan oranlarla avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine" dair hüküm kurulmuştur. İcra takibinde, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (yıllık %19 oranından az olmamak üzere artan oranlarda) avans faizi talep edilmiştir. Bu durum ilama aykırılık oluşturmaktadır. Karara esas alınan bilirkişi raporunda asıl alacağa işlemiş faiz oranı % 19 olarak sabitlenmiştir. Mahkemece, değişen avans faiz oranları getirtilerek bilirkişinin işlemiş faiz yönünden yaptığı hesaplama değerlendirilip sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ile evrak üzerinden sonuca gidilmesi isabetsiz olduğu gibi, kısmen kabul kararı verildiği halde davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması da doğru değildir. Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle, İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.