Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 395 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12693 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi... ve müşterekleri ile Hazine, Tapu Sicil Müdürlüğü ve...Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair....k Mahkemesi'nden verilen 15.06.2011 gün ve 548/268 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine ve Tapu Sicil Müdürlüğü vekilleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacılar vekili dava dilekçesinde; 99, 353, 378, 614 ve 353 parsel sayılı taşınmazların vekil edenleri murisi ...'in yıllardan beri tek başına tasarrufunda ve mülkiyetinde olduğunu, taşınmazların tapu kayıtlarında pay sahibi olan ...isimli kişinin gerçekte olmadığını, olmayan kişi adına tapuda pay tescilinin yapıldığını açıklayarak, ...'ya ait paylar bakımından tapu kayıtlarının iptali ile müvekkillerinin murisi ... adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Dava başlangıçta ... Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilmiş, davacılar vekili 05.11.2010 havaleli dilekçesi ile Hazine ve ...Köyü Tüzel Kişiliğinin davaya dahil edilmesi talep etmiştir. Davaya dahil edilen Hazine, yöntemine uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, yargılama oturumlarına katılmamıştır.Davaya dahil edilen köy tüzel kişiliğini temsilen köy muhtarı, keşifte ve yargılama oturumundaki beyanlarında, taşınmazların davacılar murisi tarafından kullanıldığını, ölümünden sonra davacıların kullanıma devam ettiklerini, ...isimli bir şahsın payının olduğunu duymadığını, böyle bir şahsın köyde bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece, " dava konusu taşınmazlarda hissedar görünen ...isimli bir şahsın aslında olmadığı böyle bir şahsı tanıyan yada bilenin bulunmadığı, dolayısı ile mirasçılarının kim olduğunun da tespit edilemediği, davalı taşınmazların bir bütün olarak tamamının davacıların müşterek murisi ... tarafından çekişmesiz ve aralıksız,... olmak sıfatı ile 20 seneden fazla bir süre ile kullanıldığı, şahsın ölümünden sonra da mirasçıları olan davacıların aynı şekilde kullanmaya devam ettikleri anlaşılmış, böylece davacıların murisi lehine M.K 713/2 maddesinde düzenlenen olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı nedeni ile ... olma hakkı doğmuş olduğu" açıklanarak davanın kabulüne taşınmazlardaki...'nın payının iptali ile davacılar murisi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 713/2. fıkrasında açıklanan "maliki tapu kütüğünde anlaşılamayan" hukuki sebebine dayalı olarak tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdikleri gerekçesiyle TMK.nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece,...'nın tapu kütüğünde, kim olduğu anlaşılamayan kişi olduğu görüşünden hareketle..'ya ait payların hukuki değerini yitirdiği görüşü ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. 1971 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında; uyuşmazlık konusu 99 parsel 02.11.1967 tarih ve 4 ve mayıs1951 tarih 57 nolu tapu kayıtlarının; 353 parsel 02.11.1967 tarih ve 3 ve 26.05.1951 tarih 57 nolu tapu kayıtlarının; 378 parsel 02.11.1967 tarih ve 6 ve 26.05.1951 tarih 55 nolu tapu kayıtlarının; 614 parsel 02.11.1967 tarih ve 5 ve 26.05.1951 tarih 51 nolu tapu kayıtlarının; 725 parsel 02.11.1967 tarih ve 8 ve 26.05.1951 tarih 52 nolu tapu kayıtlarının uygulanması ile 3248/3840 payın davacılar murisi ..., 592/3840 payın ise ...adına tespit edildiği ve tutanakların 22.03.1972 tarihinde kesinleşmesi ile tespitteki şekliyle taşınmazların tapularının oluştuğu belirlenmiştir....'nın 99 ve 725 parsellere ait tapulama tutanaklarının... hanesinde ... kızı ...olarak belirtildiği diğer parsellerde yalnızca adının yazıldığı saptanmıştır. Noksanın ikmali yoluyla, tapulama sırasında uygulanan tapu kayıtlarının, ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavüllerinin Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi Mahkemeden istenilmiş, yalnızca revizyon gören tapu kayıtları eklenerek dosya Daire'ye gönderilmiştir. Yapılan incelemede, 26.05.1951 tarih 51, 52, 55 ve 57 sıra nolu tapu kayıtlarının... sütununda...'nın,... oğlu...'in kızı olarak adının açıkça yazılı bulunduğu; babası...,...'in oğlu ...,...'in eşleri... ve ...., amcazadeleri ... ve ... ile birlikte müştereken taşınmazların...i olduğunun açıklandığı saptanmıştır. Belirlenen bu durum karşısında...'nın...i tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan kişi olarak nitelendirilmesi ve buna ait tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiğinin kabulü olanağı bulunmamaktadır. Tapu kütüğünde...i kim olduğu anlaşılamayan ibaresi ile tamamen mevcut olmayan hayali bir kişinin isminin yazılı bulunması, tapuya esas alınan kayıt ve belgelerde ismine rastlanılmaması, açık olmaması veya müphem bulunması hallerinde ancak söz konusu olabilir. Tapulama Tutanaklarına esas alınan tapu kayıtlarında...'nın kim olduğunun açıkça anlaşıldığı, baba isminin... olduğu dosya kapsamı ile sabit bulunmaktadır. Bu nedenle Mahkemenin gerekçesi dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.Kural olarak, tapu iptali ve tescil davalarında, dava, kayıt...ine, kayıt...i ya da...leri ölüyse mirasçılarına yöneltilerek açılır. Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalı olarak ...'nü göstermiş, yargılama aşamasında Hazine ve ... Köyü Muhtarlığı'nın davaya dahil edilmesini istemiştir. Somut olayda, kayıt...i olmadığına göre davanın Köy Tüzel Kişiliğine ve Tapu Müdürlüğüne yöneltilmesi düşünülemez. Köy Tüzel kişiliği ve Tapu Müdürlüğü'ne açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir. Köy Tüzel Kişiliğinin temyizi bulunmadığından, Köy Tüzel kişiliği bakımından bu husus bozma nedeni yapılmamış ise de; Hazine vekilinin temyizi nedeniyle Orhangazi Tapu Müdürlüğü'ne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması hükmün bozulmasını gerektirir. TMK.nun 713/2. fıkrası gereğince, açılan davalarda Hazine, TMK.nun 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla hasım gösterilmektedir. Kayıt...i görülen...'nın veya mirasçılarının ölü veya sağ olup olmadıkları dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Esasen kayıt...i görünen...'ya ve mirasçılara karşı açılmış bir davada da bulunmamaktadır. TMK.nun 713/2. maddesinde belirtilen hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davalarda, bu tür davaların niteliği ve özelliği gereği husumetin yargılama sırasında tamamlanması mümkün ise de kayıt...ine kayyım atanmak suretiyle davanın yürütülmesi olanaklı değildir. Mahkemece, bu eksiklik yargılama sırasında yerine getirilmemiş ve davada taraf teşkili sağlanamamıştır. Belirtilen gerekçe göz önünde tutulduğunda Mahkemece yapılan bu yöndeki hataya değinilmekle yetinilmiştir. Bundan ayrı; Mahkemece taşınmazlar üzerindeki...'nın payının iptaliyle davacılar murisi ... adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de; dosyadaki mirasçılık belgesine göre, davacıların mirasbırakanı ... dava açılmadan önce 03.04.2009 tarihinde ölmüştür. TMK.nun 28.maddesi uyarınca kişilik, ölümle son bulur. 04.05.1978 gün ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ölü kişi adına tescile karar verilemez. Ölü kişi adına tespite ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesi hükmünün Genel Mahkemelerde uygulama yeri de bulunmamaktadır. Bu nedenle ölü ... adına tescil kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle; kayıt...inin kim olduğu dosya kapsamından anlaşıldığından Hazine'ye yöneltilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi, kayıt...i olmayan Tapu Müdürlüğüne yöneltilen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmamıştır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.