Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3926 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 3335 - Esas Yıl 2003
H. Şerif ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki dava hakkında (Çeşme Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 16.7.1999 gün ve 142-271 sayılı hükmün Dairenin 24.1.2000 gün ve 9943-236 sayılı Hamiyle onanmasına karar verilmişti. Davacılar vekilleri tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı H. Şerif ve arkadaşları tarafından Hazine aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin hüküm davacılar vekilinin temyizi üzerine dairece onanmıştı. Davacılar vekilleri, süresinde vermiş oldukları karar düzeltme dilekçesi ile onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasını istemişlerdir. Davacılar vekilleri, vekil edenleri adına tespit ve tescil edilen 27 ada.10 parsel ile bir bütün olan dava konusu 29 parselin dayanak tapu kaydının kapsamında kaldığını ve vekil edenlerinin zilyet bulunduğunu ileri sürerek Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tescil edilmesini istemişlerdir. Davalı Hazine vekili taşınmazın intikal kanunları uyarınca Hazineye kalan yerlerden olduğunu belirtmiş davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Dava konusu parsel kadastro çalışmaları sırasında 27 ada 10 parsel numarası ile Mehmet kızı Fatma adına tespit edilmiş, tutanak ve eklerinin postaca komisyona gönderilmesi üzerine, komisyonca 9.4.1987 günlü kararla kadastro tesbiti sırasında nazara alınan 28.10.1931 gün ve 10 nolu tapu kaydının miktarı kadar yer 27 ada 10 parsel numarası ile kayıt malikleri, miktar fazlası olan dava konusu yerinde Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş, dava konusu 29 parsel bu şekilde oluşmuştur. Davacılar dayanak tapu kaydı ve zilyedliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Dava tapu kaydı dava konusu taşınmaz yönünü Yani Papa olarak göstermektedir. Komisyonca kayıtta geçen bu kişinin mübadil olduğu kabul edilerek tapu kaydının miktarı ile geçerli bulunduğu, miktar fazlasının Hazineye kalan yerlerden olduğu gerekçesi ile tespit ve teşci edilmiştir. Yapılan uygulama ve incelemeye göre dayanak tapu kaydı ve gittilerinin dava konusu yeri de kapsadığı ve tespit tarihinden geriye doğru davacılar, miras bırakanları ve satıcılarının 20 yıldan fazla süre ile tasarrufta bulundukları belirlenmiştir. Mübadil ismini taşıyan ve içeren tapu kaydı kural olarak sabit sınırlı olmayıp miktarı ile geçerlidir. Tapu kaydında yazılı miktar kadar yer 10 parsel numarası ile davacılar adına tespit edildiğine göre miktar fazlası olan yerin kayıtta yazılı mübadil kişiden kaldığının kabulü gerekir. Ne var ki, somut olayda, sınırında yer alan dava konusu yerin dağıtımla Hazineden çıktığı ileri sürülmüştür. Dağıtıma dayalı temliklerin belge ile kanıtlanması gerekir. Bu tür iddianın yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kanıtlanması yoluna gidilemez. Yapılan tüm araştırma ve incelemelere göre dağıtım belgesine rastlanılmamış ise de, Hüseyin tarafından Hazine aleyhine Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine açılan tapu iptali ve tescil davasına ilişkin 1962/129 esas ve 1963/120 karar sayılı kesinleşen dosyadaki bilgilere ve özellikle kararın gerekçesindeki açıklamalara göre dava konusu yerin Mustafa'ya verildiği ve onunda terk ettiği, daha sonra 27 ada 9 parsel numarası ile Hazine adına tespit edildiği açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre dava konusu taşınmazın kuzey doğusundaki 9 parsel ve çevrede bulunan diğer parsellerinde dağıtımla Hazinenin mülkiyetinden çıktığı anlaşılmıştır. Bu durumda taşınmazın niteliği değişmiş olduğundan böyle bir yerin kazanılması mümkün olabilir. Az öncede açıklandığı üzere dağıtımla ilgili belgeler temin edilmemiş ise de, 9 parsel ve çevresindeki diğer yerlerin dağıtıma tabi tutulduğu belirlenmiş bulunduğuna göre tapu kaydı sabit sınırlı bir belge niteliğini almış ve ayrıca taşınmazda kazanılmaya elverişli bir duruma geçmiştir. Toplanan delillerle davacıların bu yer üzerindeki kazanmaları da kanıtlanmış bulunduğuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken temyiz incelemesi sırasında dairece yanlışa düşülerek onanmış olup, davacılar vekillerin karar düzeltme isteği yerinde bulunduğundan kabulü ile Dairenin 24.1.2000 gün ve 1999/9943 esas, 2000/236 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve 4.240.000 lira peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 29.5.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.