Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3910 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3297 - Esas Yıl 2007





Döndü ve Şamil ile Makbule aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının reddine dair (Şişli Üçündü Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen 03.04.2007 gün ve 623/176 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar vekili, Ş... ilçesi, Mahmut Şevket Paşa man. Mithatpaşa cad. Örnek sk. No: 19/1 adresindeki taşınmaz üzerinde kurulu bulunan binaya davalının elatmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacıların taşınmazın kayıt maliki olmadıklarını, bu yeri noter sözleşmesiyle davada taraf durumunu almayan üçüncü kişilere satıp devraldıklarını, 03.12.1996 tarihinde satış parasının tamamını ödemek suretiyle yükleniciden daireyi satın ve devraldığını, zilyet olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, Vakıflar Genel Müdürlüğü adına kayıtlı bulunan taşınmaza ilişkin davacının ileri sürmüş olduğu sözleşmenin kişisel hak sağladığı, bu belgeye dayanarak elatmanın Önlenilmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacıların dayandıkları 03.05.1997 günlü "devir ve satış senedidir" başlıklı belgede, dava konusu yerin 2070 ada 92 parsel olduğu yazılıdır. Bu bilgilerden hareketle istenilen tapu kayıt örneğine göre 2070 ada 92 parselin F... S... M... Vakfı adına kayıtlı olduğu , 29.11.1988 tarihinde imar uygulaması sonucu birçok imar parsellerinin oluştuğu bildirilmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümünü kapsayan 92 parselin kadastro ve imar uygulaması sonucu oluşan kayıtları ayrıntılı olarak getirtilip dosya arasına konulmamıştır. Dosyadaki bilgilere göre, bu yerin F... S... M... Vakfı adına kayıtlı bulunan 92 parsel kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının TMK'nın 981 ve devamı maddelerinde yazılı zilyetliğin korunması yoluyla davalının efatmasının önlenilmesini istediğinin kabulü gerekir. Vakıflar adına kayıtlı bir taşınmaz üzerinde tarafların mülkiyet hakkının doğduğu kabul edilemez. Diğer yönden F... S... M... Vakfı adına kayıtlı bulunan bir taşınmaza ilişkin tapu kaydının TMK'nın 713/2. maddesi hükmü uyarınca hukuki değerini yitirmesi de mümkün olmaz. Tüm bu açıklamalar karşısında kayıt maliki davalı Vakıf İdaresi de davada taraf durumunu almadığına göre uyuşmazlığın zilyetliğin korunması kuralları çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekir. Bu açıklamalar gözönünde tutularak tapu kayıtlarının getirtilmesi, ondan sonra yerinde yerel bilirkişi ve tarafların gösterecekleri tanıkların dinlenilmesi suretiyle üstün ve korunmaya değer zilyetliğin belirlenmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacının dayandığı belgenin kişisel hak doğurduğu ve buna dayanılarak elatmanın önienilmesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK'nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine 19.06.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.