MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Mülkiyet Tespiti... ile ... ve ... aralarındaki mülkiyet tespiti davasının reddine dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 31.01.2014 gün ve 540/114 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARAR Davacı vekili, 1663 ada 13 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan binanın 2. katındaki dairenin tamamının ve taşınmazın 1. katında bulunan dairenin ise bir bölümünün vekil edeni tarafından yaptırıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalılardan ..., binanın ortak murisleri tarafından yaptırıldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, HMK'nun 114 ve 115. maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu 1663 ada 13 parselde kayıtlı taşınmaz arsa niteliği ile 15.11.2012 tarihinde satış suretiyle pay temlikinin yapıldığı açıklanarak davacı ve davalılar adına tescil edilmiştir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 sayılı HMK 106/2 m.) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.).Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Mahkemece, eldeki davanın açıldığı tarihte derdest bir ortaklığın giderilmesi davasının olmadığı ve bu nedenle de hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; HMK'nun 115/3. maddesine göre; " .... Dava şartı noksanlığı hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez". Somut olayda tespit davasının açılmasından sonra ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 18.12.2013 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açıldığı ve açılan davada eldeki tespit davasının bekletici mesele yapıldığı anlaşılmaktadır. Hukuki yarar yönünden HMK'nun 114/h maddesinde belirtilen dava şartı eksikliği aynı Kanun'un 115. maddesi uyarınca giderilmiş olmaktadır. O halde yapılması gereken, yargılamaya devam edilerek davanın esası ile ilgili işlemleri yürütmek ve oluşacak duruma göre bir karar vermek olmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme hükmünün yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.