Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 383 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13113 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A R Borçlu Sosyal Güvenlik Kurumu vekili şikayetinde; 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 35/3. maddesine göre kurumun taşınır ve taşınmazları, bankalardaki mevduatları dahil her türlü hak ve alacakları haczedilemez hükmünü taşıdığından bahisle takibin iptalini talep etmiştir. 5502 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 35/3. maddesinde; "Kurumun taşınır ve taşınmazları, bankalardaki mevduatları dahil her türlü hak ve alacakları haczedilemez, hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun haciz ve iflas hükümleri uygulanmaz" düzenlemesi yer almaktadır. Bu madde haczedilmezliğe ilişkin olup, Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında icra takibi yapılamayacağı, bir diğer anlatımla cebri icradan bağışık olduğu sonucunu doğurmaz. Kişi ve kurumlar hakkında takip yapma hakkının varlığı ile yapılan takip sonucunda haczin uygulanıp uygulanamayacağı farklı iki konudur. Örneğin; İİK'nun 82/1.maddesi gereğince devlet malı haczedilemez ise de, bu durumun Devlet aleyhine takip yapılmasını engellemeyeceği tartışmasızdır. Devlet hakkında bile cebri icranın yapılabildiği düşünüldüğünde Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhinde cebri icra yoluna gidilemeyeceğinin kabulünün mümkün olmadığı muhakkaktır. Aksinin kabulü, anılan kurumdan hiçbir hak sahibinin hakkını alamayacağı gibi ağır bir sonuç doğuracaktır. Ayrıca, bir üst norm olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90/4. maddesi ile de; usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklerin düzenlendiği uluslararası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve uyuşmazlıklarda gözetilmesi gerektiği kuralına yer verilmiştir. Buna göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu Protokol'ün 1. maddesinde; "...Her gerçek ve tüzel kişi, maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve Uluslararası Hukukun genel ilkeleri ile Hukukun aradığı koşullara uyulmadıkça, bir kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz..." denilmektedir. Ek protokol'ün mülkiyet hakkı ile ilgili 1. maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce onanmış ve onaylayan yasada; "...Her hakiki veya hükmü şahıs malların masuniyetine (dokunulmazlığına) riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak amme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve Devletler Hukuku'nun umumi prensipleri dahilinde mülkiyetinden mahrum edilebilir..." ilkelerine yer verilmiştir. Bu nedenle 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 35/3.maddesinde yer alan düzenlemenin anılan kurumu cebri icradan bağışık kılacağı yönündeki yorumun AİHS'nin 6 § 1. ve Ek 1 no'lu Protokol'ün 1. maddelerinin ihlali sonucu doğuracağı da göz önünde bulundurulmalıdır. O halde, açıklanan yasal düzenlemeler karşısında şikayetin reddi yerine 5502 sayılı Kanunun 35/3. maddesi ile İİK'nun haciz ve iflas hükümlerinin uygulanma yasağı getirildiği gerekçesi ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.