Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3792 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15438 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/03/2013NUMARASI : 2012/981-2013/72Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu aleyhine nafaka ilamına dayalı olarak takip başlatılması üzerine süresinde, 17.12.2011 tarihli adi yazılı belge ve PTT havale makbuzlarını İcra Mahkemesi'ne sunarak, borcun kısmen ödendiği itirazıda bulunmuştur. Alacaklıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edildiği halde, duruşmalara katılmadığı gibi ödeme iddiası ve belgelere karşı herhangi bir cevabı da olmamıştır. Mahkemece adi yazılı belge içeriğine göre 3000 TL'nin ödendiği kabul edilmiş, ancak makbuzlarda nafakaya atıf bulunmadığı gerekçesiyle bu ödemelerin nafakaya mahsuben ödendiği kabul edilmeyerek, icra emrinin adi belgede yazılı miktar üzerinden kısmen iptaline karar verilmiştir. Borçlu vekilince hüküm, PTT havale makbuzlarının bir kısmında nafakaya atfen yapıldığının yazılı olduğu, bir kısmında ise atıf olmadığı ancak peş peşe ve nafaka miktarınca ödemeler olduğu için Yargıtay'ın İçtihatlarına göre nafaka ödemesi olarak kabul edilmeleri gerektiğinden bahisle temyiz edilmiştir.İİK'nun 33/1.maddesinde, ilamlı takipte borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurarak, borcun imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, ancak itfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya İcra Mahkemesi'nde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edilebildiği takdirde icranın geri bırakılacağı düzenlenmiştir. Ayrıca Yargıtay'ın süreklilik kazanan son içtihatlarında, yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceğinin kabulü gerektiği aksinin kabulünün aşırı şekilciliğe, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağı belirtilmiştir.Bu durumda Mahkemece borçlu tarafından sunulan ödeme iddiasına ilişkin PTT makbuzlarının yukarıdaki Yargıtay uygulaması çerçevesinde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme Kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.