Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3749 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14236 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Nevşehir 1.Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/12/2012NUMARASI : 2010/335-2012/487Y.. B.. ile A.. S.. aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının kabulüne dair Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 20.12.2012 gün ve 335/487 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı vekili, dava konusu .. ada .. parsel kapsamında kalan 1000 m2'lik bölümün 14.07.1997 tarihinde düzenlenen senetle ziynet bedeli yerine geçmek üzere davalının gelini müvekkiline verildiğini açıklayarak bu bölümün tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 7500 TL'nin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı cevap dilekçesinde, davanın yersiz açıldığını, dava konusu yer ya da başka taşınmazla ilgili senet verilmediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda gösterilen ve... ada ..parsel kapsamında kalan bölümün tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Avlulu ev ve bahçe niteliğindeki dava konusu .... ada .. parselin öncesi .. ve .. parsel olup, 6160, 6162 ve 6163 tahrir sayılı vergi kayıtları kapsamında kald??ğı açıklanarak 21.03.1978 tarihinde A.. S.. adına tespit edilmiş kadastro tutanağının 13.04.1979 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuş, 1992 yılında yapılan imar uygulaması sırasında 2431 parsele revizyon görmüş, bilahare yapılan yenileme çalışmaları sonunda maliki değişmeksizin 519 ada 11 parsel numarası verilmiş, 03.07.2009 tarihinde 1/3 payı satış yoluyla dava dışı M.. S..’ya devredilmiştir.Toplanan deliller ve dosya kapsamından davanın 14.07.1997 tarihli senede dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür davalarda davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi gerekir. Dava konusu .. ada .. parsel davalı yanında 1/3 oranında dava dışı M..S.. adına tapuda kayıtlıdır. Somut olayda; mahkemece taşınmazın 1000 m2'lik bölümünün iptaline karar verilmiş ise de davanın taşınmazda 1/3 paydaş olan kayıt malikine yöneltilmeden açılmış olması ve mahkemece de işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Diğer yönden; dava; harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu parsel kapsamında kalan 1000 m2 yerin 14.07.1997 tarihinde düzenlenen senetle ziynet bedeli olarak davacıya devredildiğini, senette aynı çatı altında yaşama koşulu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Davacı vekili, 14.07.1997 tarihli satış senedine dayanmaktadır. Satış tarihi itibarı ile taşınmaz tapuda kayıtlıdır. TMK'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 (818 sayılı BK’nun 213.m.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır” şeklinde açıklanmıştır. Bu nedenle davacı tarafın resmi memur önünde yapılmayan tarihi yazılı senedine değer verilemez, böyle bir satış, haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Ancak harici satış nedeniyle taraflar vermiş oldukları değerleri geri isteyebilirler. Davacı vekili, kademeli olarak açtığı davada iptal ve tescil isteği yerinde görülmediği takdirde senetteki ziynet bedelinin uyarlanması suretiyle davalıdan alınmasını istediğine göre; ziynet parasının uyarlama kuralları uyarınca dava tarihindeki karşılığının belirlenerek, taşınmazdaki yararlanmaları da gözetilerek neticesinde elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 222,80 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.