Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3682 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12434 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı, Katılma AlacağıMehmet Harun Kaleli ile ... aralarındaki katkı payı alacağı, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen 12.03.2015 gün ve 633/159 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.03.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... bizzat ve vekili Avukat ... geldiler. Karşı taraftan Mehmet Harun Kaleli bizzat geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı ... vekili, tarafların 1982 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde sahip olunan taşınmazların alınmasına gelir ve birikimleriyle katkıda bulunduğunu, davalının banka hesabındaki paranın edinilmiş mal niteliğinde olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 150.000 TL tasfiye alacağının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı ... vekili, mal varlığının müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava; mal rejiminden kaynaklanan katkı payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin(TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM 170 m). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulacaktır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK 544, TBK 646 m).Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM 186/1 m). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır(TKM 189 m).Kadın veya kocanın, diğerinin mal rejiminin devamı sırasında edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka malvarlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu malvarlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu mala, eşlerin, hem başka malvarlıkları (ziynet, miras, bağış vs gibi) kullanılarak, hem de çalışma karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının ileri sürüldüğü durumlarda; öncelikle, tasfiyeye konu malın edinildiği tarih itibarıyla başka malvarlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının, dava konusu malın bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanmalıdır. Bundan sonra da, kalan miktara her bir eşin çalışmaları ile elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının kabulü ile oranları ayrı ayrı belirlenmelidir.Dava konusu malvarlığına, başka malvarlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının dışında kalan bölümüne eşlerin çalışmaları karşılığı elde edilen düzenli gelirlerle yapılan katkı oranının belirlenmesi bakımından ise; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olunmasına rağmen, çalışılan bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup belirlenerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı saptanmalıdır.Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu malvarlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir.Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu malvarlığının dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacak miktarı bulunur. Bundan ayrı; edinilmiş mallara katılma rejiminde mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır.Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dâhil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır(TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m).Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Somut olaya gelince; mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, mal rejiminin sona erdiği andaki durumlarına göre, tasfiye anındaki sürüm değerleriyle hesaba katılır (TMK 228/1, 232, 235/1 m). Tasfiye tarihi karar tarihi, mal rejiminin sona erdiği tarih ise boşanma dava tarihidir. Bu tarihte, dava konusu 6498 ada 1 parsel davalı üzerinde bulunmaktadır. Söz konusu taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki (ilk karar güncelliğini yitirdiğinden, verilecek karar tarihi) sürüm değeri esas alınarak tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.Diğer yönden; dosya kapsamına göre, tasfiyeye konu 6498 ada 1 parsel, dava dışı ...'da bulunan ... Yapı Kooperatif üyeliğinin devrinden, daha öncesinde de İzmir Urla'da bulunan Zeytinalanı Yapı Kooperatif üyeliğinin satışından elde edilen gelirle alındığı belirlendiğine göre anılan hususlar göz önünde bulundurularak, söz konusu mal varlıklarının edinilmelerine tarafların yaptıkları katkılardan hareketle tespit edilecek kişisel mallar da nazara alınarak 6498 ada 1 parselin edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiyesinin sağlanması gerekir.Bundan ayrı; davacı vekili, ... Yapı Kooperatifinin satışından elde edilen gelirin bir bölümünün davalının Oyakbank hesabına yatırıldığını ileri sürülerek ,banka hesabındaki paranın tasfiyesini istemiştir. ... Yapı Kooperatif üyeliğinin satış tarihi ile banka hesabının açıldığı tarihler göz önünde tutulduğunda bu paranın bir bölümü ile banka hesabının açıldığının kabulü gerekir. Ne var ki, anılan bu paranın 40.000 TL.sının boşanma dava tarihinden çok kısa bir süre önce 24.08.2006 tarihinde davalı tarafından çekilerek müşterek çocuğun eğitim giderleri için harcandığı anlaşılmaktadır.O halde,açıklanan bu husus dikkate alınarak, davalının bankadan çekmiş olduğu paranın eğitim gideri olarak harcanan kısmı dışında kalan bölümü davalı üzerinde kabul edilerek, temyiz edenin sıfatı ile usuli kazanılmış haklar da göz önünde bulundurularak elde edilen sonuç ve yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde davacının tasfiye alacağı belirlenmesi gerekirken, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.350,00 TL. Avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekil marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 2.551,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.