Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 364 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 5847 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mah. Sıfatı ile)DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma AlacağıTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARDavacı ... vekili; evlilik birliği içinde eşlerin birlikte çalışması ile davalı adına bir adet şirket, taşınmazlar, banka hesaplarında paralar, araçlar ve sair malvarlığı edinildiğini belirterek mal rejiminin tasfiyesi ile davacının alacaklarının ayni veya nakdi olarak faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, harca esas değer 30.000,00 TL olarak bildirilmiştir. 20.03.2014 tarihli dilekçe ile, bilirkişi raporuna itirazları saklı kalmak tutarak talep miktarını 624.161,60 TL olarak açıklamıştır.Davalı ... vekili, dava konusu malvarlığının müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davacının 10-11 yıl asgari ücretle çalıştığı ancak davalıya ait malvarlığının edinilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 624.161,60 TL'nin 30.000,00 TL kısmına dava tarihinden, bakiye kısma ise ıslah tarihinden itibaren olmak üzere yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 15.12.1974 tarihinde evlenmiş, 05.07.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 11.03.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m). 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; a) 140 ada 6 parsel, 138 ada 5 parsel ve 160 ada 1 parsel numaralı taşınmazlar yönünden temyiz itirazları incelendiğinde, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacak isteğine ilişkindir. Katkı payı alacağı, tarafın katkı oranı tespit edildikten sonra tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle hesaplanır. Somut uyuşmazlık incelendiğinde, Mahkemece, tasfiyeye konu 140 ada 6 parsel, 138 ada 5 parsel ve 160 ada 1 parsel numaralı taşınmazlar yönünden dosyada tespit edilen dava tarihindeki değerleri ile %50 olarak kabul edilen katkı oranı çarpılarak davacı lehine katkı payı alacağı hesaplanması gerekirken, taşınmazların keşif tarihi itibariyle tespit edilen değerleri üzerinden davacı tarafın 20.03.2014 tarihli dilekçedeki talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.b) ... plakalı araç yönünden temyiz itirazları incelendiğinde; söz konusu araç eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğu 29.12.1997 tarihinde davalı adına satın alınmış olup, dava tarihi itibariyle değeri 11.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Araç, yönünden katkı payı alacağı hesaplanırken katkı oranı olarak kabul edilen %50 ile aracın dava tarihindeki değerin çarpılması neticesinde 5.500,00 TL katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken bilirkişi raporunda yapılan hesap hatası hükme esas alınarak 6.500,00 TL'ye hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. c) ... ve ... parsel sayılı kayıtlı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, bu taşınmazlar yönünden davacı lehine alacağa hükmedilmiş ise de, tapu kayıtları incelendiğinde bu taşınmazların davalı eşin ortağı bulunduğu ... şirketi adına tapuda kayıtlı olduğu, davalıya ait olmadıkları anlaşılmaktadır. Davacı lehine evlilik birliği içinde davalı eşin ortak olduğu şirket yönünden katılma alacağı hesaplanmış iken mükerrer tahsile neden olacak şekilde davalı adına kayıtlı olmayıp şirkete ait taşınmazlar yönünden alacağa hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2-a), (2-b) ve (2-c) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 17.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.