Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3562 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16384 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Osmaniye İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/05/2013NUMARASI : 2012/292-2013/165Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RŞikayetçi ipotek borçlusu vekili, ipotek bedelini Osmaniye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/3030 Esas sayılı dosyasına yatırdıklarını, ipotek alacaklısının, tebligata rağmen İcra Dairesine gelerek parasını almadığı gibi ipoteğin fekki isteklerine itirazda bulunduğunu açıklayarak İcra Mahkemesi'nden ipoteğin fekkini talep etmiştir.İİK'nun 153. maddesinde; “İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse icra dairesi onbeş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelip de kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamı ile yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir. Bu karar tapu dairesine tebliğ edilerek ipotekli taşınmazın siciline geçirilir.” hükmü düzenlenmiştir.Mahkemenin 24.11.2011 tarih 2011/398 Esas ve 2011/533 Karar sayılı kararı ile borcun İcra Dairesine yatırıldığı anlaşıldığından, İİK'nun 153. maddesi uyarınca yatırılan paranın ipotek alacaklısına ödenmesine ve ipotek kaydının terkinine karar verilmesi üzerine; hüküm, ipotek alacaklısı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yüksek Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 26.06.2012 tarih 2012/4520 Esas ve 2012/22354 Karar sayılı ilamı ile "17.10.1994 tarih ve 2901 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde; ipoteğin, taşınmazın satış bedelinden kalan 5.000.000 (Beşmilyon) TL için 05.05.1995 tarihinde ödenmek üzere düzenlendiği ve karz ipoteği (kesin borç ipoteği) niteliğinde olduğu, TMK'nun 875. maddesi gereğince, kesin borç ipoteği, anapara yanında gecikme faizini de güvence altına alacağı, bir başka anlatımla ipotek akit tablosunda yer alan 05.05.1995 tarihine kadar geçen sürede faiz istenemez ise de; bu dönemin geçmesinden sonra talep tarihine kadar ana para ve eklentilerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceği, ipoteğin yukarıda açıklanan niteliğine göre borçlu tarafından, TMK'nun 875/2. maddesinde yazılı olan gecikme faizi yatırılmadığından istemin reddi yerine yazılı gerekçe ile ipotek kaydının terkini yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, 15.11.2012 tarihli yargılama oturumunda, bozma kararına uyulmasına karar verildiği halde; bilirkişi marifetiyle ipotek bedeline 05.05.1995 ile 25.05.2011 tarihleri arasında işleyecek faiz miktarı belirlendikten sonra, bu miktarın Osmaniye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/3030 Esas sayılı dosyasına depo ettirilmiş ve temyize konu karar ile tekrar uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiştir. Hüküm, ipotek alacaklısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Öncelikle; kural olarak, hükmüne uyulan bozma ilamı, uyuşmazlığın tarafları yönünden usuli kazanılmış hak oluşturacağından; Mahkemece, uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm kurulması zorunludur. Hükmüne uyulan Yüksek Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 26.06.2012 tarih 2012/4520 Esas ve 2012/22354 Karar sayılı ilamında, açıkça istemin reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde, Mahkemece yeniden araştırma yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.Öte yandan; somut olayda; ipotek alacaklısı vekili aracılığıyla" ipoteğe konu taşınmazın 20.000.000 TL (Eski TL) ile satıldığını, 15.000.000 TL'sinin alındığını, bakiye 5.000.000 TL'sinin ödenmemesi nedeniyle ipotek tesis edildiğini, taşınmazın değerinin 1/4'ünün alınmadığını, taşınmazın bugünkü değerinin 1/4'ünün ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına muvafakat ettiklerini..." beyan ederek, süresi içerisinde verdikleri itiraz dilekçesinde, anılan maddede belirtildiği üzere kendilerince makbul bir sebep bildirerek parayı almaktan imtina etmişlerdir. Bu durumda İİK'nun 153. maddesindeki koşullar da gerçekleşmediğinden İcra Mahkemesi'nce ipoteğin fekkine karar verilemez.Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme hükmünün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.