Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3560 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16752 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ortaca İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/03/2013NUMARASI : 2012/79-2013/46Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARBorçlu vekili, İcra Mahkemesine başvurusunda, vekil edeni aleyhine başlatılan ilamlı takibin dayanağı olan ilamda, hükmedilen alacaklar yönünden, ilam dava tarihi 09.07.2009 tarihinden itibaren faiz istenilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu açıklayarak icra emrinin iptalini istemiştir.Mahkemece; dayanak ilamın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 16.05.2012 tarih 2010/5457 Esas ve 2011/9065 Karar sayılı kararı ile "gerekçeli kararın 2. bendindeki dava tarihinden sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına, yerine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten sözcüklerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına" karar verildiği, bu nedenle takip dayanağı maddi ve manevi tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne; icra emrinin iptaline karar verilmiştir. Hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Alacaklı tarafça; 16.04 2012 tarihinde, Ortaca 1. İcra Dairesi'nin 2012/1160 Esas sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhine; Köyceğiz Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2009/214 Esas ve 2010/22 Karar ile 2011/348 Esas ve 2012/18 Karar sayılı ilamlarına dayanılarak takip başlatılmıştır. Takipte; dayanak ilamlarda hükmedilen toplam 20.000 TL maddi ve manevi tazminata dava tarihi olan 09.07.2009 tarihinden itibaren faiz istenilmiştir.HGK'nun 8.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. - 1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Eldeki uyuşmazlığın, icra takibinin başladığı 16.04.2012 tarihindeki hukuki duruma göre çözümlenmesi gerekmektedir. Zira, borçlu tarafça dayanak ilamlara aykırı olarak takip başlatıldığı ileri sürülmüştür. Köyceğiz Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2011/348 Esas ve 2012/18 Karar sayılı ilamının hüküm bölümünün 2. fıkrasında " ...kabul edilen maddi ve manevi tazminat taleplerine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmasına..." hükmedilmiştir. Bu durumda; alacaklı tarafça takibe konu maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden dayanak ilamda hükmedildiği üzere dava tarihi olan 09.07.2009 tarihinden itibaren yasal faiz istenilmesinde isabetsizlik yoktur. Öte yandan; borçlu tarafından icra mahkemesine başvurulduktan sonra 16.05.2012 tarihinde Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nce dayanak ilamın düzeltilerek onanmasına karar verilmesinin eldeki uyuşmazlığa etkisi bulunmamaktadır. Şöyle ki, takibe başlandığı tarih itibariyle takip dayanak ilama uygundur. Sonradan, ilamın düzeltilerek onanmasına karar verilmesi halinde, borçlu her zaman icra müdürlüğüne başvurarak takibin Yargıtay ilamına göre devamını isteyebilir. Bu talebin yerine getirilmediği ve yahut eksik yada yanlış yerine getirildiğini iddia eden taraf her zaman İcra Mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilir. Hal böyle olunca, takip tarihi itibariyle dayanak ilamlarda hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına dava tarihi olan 09.07.2009 tarihinden itibaren yasal faiz istenilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Kabule göre de; takipte istenilen işlemiş faiz yönünden yanlışlık bulunması halinde takibin/icra emrinin bu yanlışlık yönünden düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin, icra emrinin tümden iptaline karar verilmesi de doğru olmamıştır.Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenle kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.