MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi...ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.03.2012 gün ve 1662/184 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve davalının 2010 yılında boşandıklarını, evlilik birliğinin devamında 1283 ada 1 parsel 5. Etap 1. kısım 2 nolu bağımsız bölümün edinildiğini, açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 12.05.2011 tarihli oturumda talebini 100.000 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı birleşen davanın davacısı vekili 05.09.2011 tarihli dava dilekçesi ile davacının şahsi malı niteliğinde olan ... plaka sayılı aracın evlilik birliği içinde edinildiğini ve davalının mal kaçırmak amacıyla taşınmazı üçüncü kişiye devrettiğini açıklayarak aracın değerinin yarısı olan 16.125,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, Mahkemece her iki dava arasındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle davaların birleştirilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili, taşınmazın davacıya miras kalan taşınmazın satımından elde edilen para ile satın alınan kişisel mal olduğundan ve birleşen dava davalısı ... vekili araç yönünden 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, araç yönünde TMK 178. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan birleşen davanın reddine, dava konusu taşınmazın edinilmiş mal olup taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinden...'a olan kredi borcu düşüldükten ve % 15 oranında hakkaniyet indiriminden sonra kalan artık değerin yarısı 90.187,05 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından taşınmazdan kaynaklanan katılma alacağına ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Taraflar 09.09.1981 tarihinde evlenmişler, 11.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 13.07.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı.. .tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 11.02.2010 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Toplanan deliller, dava dilekçesinin içeriği ve dosya kapsamı ve taşınmaza ilişkin ... ile yapılan sözleşme tarihine göre dava konusu taşınmaz taraflar arasında edinilmiş mallar katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiş olup dava, 4721 sayılı TMK.nun 202 ve devam maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK.nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaza ilişkin ... ile yapılan sözleşme 19.09.2005 tarihinde düzenlenmiştir. Sözleşmeye göre taşınmazın satış bedeli 152.696,00 TL olup...'a ait 20.04.2011 tarihli belgeye göre dava konusu taşınmaz için 75.000 TL konut kredisi kullanılmıştır. Bu kredinin 37.793,63 TL si... tarafından kefil sıfatıyla bankaya ödenmekle, davalı halen bu miktar kadar ...'a borçlu bulunmaktadır. Davacı aşamalarda taşınmazın tamamının babadan kalan taşınmazın satımından kalan para ile edinildiğini iddia etmiş, bu beyanları davalı tanıkları tarafından desteklenmiş, davacı tanıkları ise davalıya babasından kalan taşınmazın satımından elde edilen paranın davalı tarafından kişisel harcamalarında kullanıldığını, dava konusu taşınmazın peşinatı ile taksitlerinin ise davalının çalışması karşılığı kazanılan paradan karşılandığını beyan etmiştir. Hal böyle iken dosyada bulunan davalıya babasından kalan 6835 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kayıtlarından taşınmazın 19.08.2005 tarihinde satıldığı ve aynı tarihte davalının banka hesabına 95.000 Euro'nun satış bedeli olarak yatırıldığı saptanmış, davalının banka hesabında bulunan bu paradan 30.000 Euro'nun ... ile yapılan sözleşme tarihinde çekildiği ve 30.000 Euro'nun ise 19.10.2005 tarihinde çekildiği saptanmıştır. Bu saptamalar ve davalı tanıklarının somut verilere dayanan beyanları karşısında taşınmazın peşinatının TMK 220/2 maddesi gereğince kişisel maldan karşılandığının kabulü gereklidir. Bu halde Mahkemece TMK 230. maddesi gereğince öncelikle, taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri belirlenerek, belirlenen bu değerden, davalının kişisel malı ile ödenen peşinat miktarı ve mal rejiminin sona erdiği tarihte...'a olan borç miktarı düşülerek kalan miktarın artık değer olarak kabulü ile TMK 236 maddesine göre belirlenen artık değerin yarısının davacının katılma alacağı olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüne, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 388/4., HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve istek halinde 1.361,15 TL'nin temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.