MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi ... ile Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.01.2012 gün ve 420/34 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı, tapulama çalışmaları sırasında köy boşluğu olarak tescil dışı bırakılan sınırlarını belirttiği taşınmazı ... adlı şahıstan satın alıp zilyetliğini de devraldığını 45 yıldır süren aralıksız ve nizasız zilyetliği nedeniyle tescil talebinde bulunmuştur. Davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği ve Hazine temsilcileri duruşmalara katılmamış ve yazılı savunma bildirmemişlerdir. Mahkemece, TMK'nun 713/1. maddesindeki koşullar gerçekleştiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sırasında dava konusu yerin boşluk olduğu, üzerinde yapı olmadığı, köylünün odunlarını ve diğer taşınır eşyasını koyduğu, etrafında evler bulunduğu, bahçe olarak kullanılmadığı, komşu 1836 parseldeki evin önüne taş yığınlarından bir duvar yapıldığı ve duvarın da köy boşluğunda kaldığı gözlemlenmiştir. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar birbirini tamamlayan ve doğrulayan beyanlarında dava konusu yerin davacı tarafından temel atıldıktan sonra kullanılmadığını, köy halkı tarafından eşyalarını koymak için kullanıldığını, uzun yıllardır boşluk olarak durduğunu beyan etmişlerdir. Fen Bilirkişisi ... 28.12.2011 tarihli raporunda dava konusu yerin kesinleşen kadastro paftasında köy boşluğu olarak bırakıldığını, Ziraat Mühendisi Bilirkişisi ... 12.11.2012 tarihli raporundan ise taşınmaz üzerinde bir ceviz, bir vişne ve bir adet bağ omcası olduğunu ve herhangi bir tarımsal faaliyetin bulunmadığını bildirmişlerdir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; tapulama çalışmalarında yol ya da meydan olarak dava konusu tespit dışı bırakılan taşınmazın kadimden beri köylünün ortak kullanımında bulunan yerlerden olduğu, zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi davacının temel atmak şeklindeki zilyetliğinin hukuki bir değeri bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla, davacının dava konusu taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliği mevcut olmadığından ve zilyetlikle de iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile Usul ve Yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.