H.... ve müşterekleri ile Hazine, A.... oğlu E.... ve müşterekleri ve dahili davalı G... Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair (Bursa Altıncı Asliye Hukuk Mahkemesi) nden verilen 19.09.2006 gün ve 189/407 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Ha-zine vekili ve dahili davalı G... Belediye Başkanlığı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar vekili, vekil edenlerinin miras bırakanı H....'in 1/4 payla maliki olduğu 198 parselin diğer paylarının davalı E..., F.... ve H.... üzerine kayıtlı bulunduğunu, miras bırakanın adı geçenlere İlişkin payları kadastro sonrası harici senetle satın alarak 1974 yılında ölümüne kadar bizzat ve sonra mirasçıları vekil edenlerinin zilyet olduğunu, nizalı kayıt maliklerinin tanınmadıklarını, kim olduklarının bilinemediğini açıklayarak davalı E...., F.... ve H.... üzerindeki paylara ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edenleri adına tescilini istemiştir. Davalı Hazine ve dahili davalı G... Belediye Başkanlığı vekili, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davalı kayıt maliklerinin bilinmeyen kimseler olduğu ve zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 198 parselin davalı gerçek kişiler üzerindeki 1/4'er payına ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili ve dahili davalı G... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu parsel, 3880 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla senetsizden tamamı M.... oğlu A.....'in babasından intikalen zilyetliğinde iken 1338 yılında ölümü üzerine çocukları A..., E...., F.... ve H.....'ye kaldığı, bunlardan A...'nin hissesini tutanağa ekli 30.04.1949 tarih ve 2360 yevmiyeli noter senediyle H....'e sattığı ve hisseleri nispetinde tasarruf edildiği belirtilmek suretiyle 29.07.1958 tarihinde tespitle, itirazsız kesinleşmesi üzerine 1/4'er payla H.... ile A.... evlatları E...., F.... ve H.... adına tescil edilmiştir. Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre, davacılar miras bırakanı Halim 1974 yılında ölmüş, geride davacı mirasçılarını bırakmıştır. Dava TMK'nın 713/2. maddesi gereğince açılan ve maliki bilinememe sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK'nın 10.04.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadıgı sonucuna varılabilir. Somut olayda, kayıt maliki A.... evlatları E...., F.... ve Hafize'nin gerek tapu kaydındaki gerekse kadastro tutanağındaki bilgilere göre bilinmeyen kişiler olarak nitelendirilmeleri mümkün değildir. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ayrıca, nizalı parselin kayıt maliki olmayan ve davanın niteliği gereği husumet yöneltilmesine gerek bulunmayan davalı Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmemiş olması da hatalıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili ve dahili davalı G... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı G... Belediye Başkanlığı'na iadesine 09.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.