Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2916 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14226 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Aydın 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/11/2012NUMARASI : 2012/205-2012/294Y.. G.. ile A.. G.. aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 22.11.2012 gün ve 205/294 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili dava dilekçesinde, vekil edeninin miras listesine düşen su payına davalı tarafından elatıldığını, tarafların muris M.. G..'in mirasçıları olduğunu taşınmazın ortak miras bırakan ve yine tarafların dedeleri M.. G.. adına sayılı parselle kayıtlı bulunduğunu, mirasçı bulunan vekil edeni ile davalı A.. G.. ve diğer kardeşi M.. G.. arasında taşınmazın kullanımı konusunda aralarında 2002 yılında rızai olarak taksim edildiğini, bu rızai taksime göre taşınmaz içerisinde bulunan dava konusu su kuyusunun bulunduğu bölümün davalı A.. G..'e düştüğünü ancak tarafların yine aralarındaki taksim şartına göre su kuyusundan elde edilecek suyun her üçü arasında tarlalarının ve hayvanlarının su ihtiyacını temin etmek için ortak olarak kullanılacağı konusunda anlaştıklarını, davalı A.. G..'in bu su kuyusunda bir kısım tadilatlar yaptığını ve bunun sonucunda suyun kendisi tarafından kullanıldığını, artan bir kısım suyun ise üçüncü kişilere satmaya başladığını, ancak gerek vekil edeninin ve gerekse diğer kardeşi M.. G..'e davalı tarafından kuyudan su vermeye yanaşmadığını kuyudan başka şahıslara su satılmasının önlenmesi için açılan davanın redle sonuçlandığını, davalı A..'nin her ne kadar kuyudan bir takım tadilatları gerçekleştirmiş ve masraf yapmış ise de; aynı kuyudan üçüncü şahıslara su satmak suretiyle zaten masraflarını bu yolla fazlasıyla karşıladığını, kaldı ki vekil edeninin su kuyusu için yapılan masraflar ve kuyudan su temini için harcanacak elektrik bedelinden payına düşecek parayı da ödemeye hazır olduğunu, kuyudan çekilen suyun açıklanan nedenlerle mirasçılar arasında miras payları esas alınarak pay edilmesi gerektiğini açıklayarak nolu parsel içerisinde fiili kullanım durumuna göre davalının tasarrufunda bulunan bölüm içerisinde kalan su kuyusundan elde edilen sudan vekil edeninin miras payına göre hesaplanacak miktarda suyun her yıl için hayvanlarını ve tarlalarını sulamak bakımından vekil edenine tahsisine, hesaplanacak miktardaki suyun temini için sarf edecek elektrik tüketimi bedeli ve sair masrafların vekil edeni tarafından karşılanacağına, davalının vekil edeninin payına düşen suya elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, “Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/196 Esas ve 2010/267 Karar sayılı dosyadaki tanık beyanları ve taşınmazın mirasçılar arasındaki taksim sonucu su kuyusunun davalıya ait bölümde kalması, davalının su kuyusu için yaptığı büyük masraflar ve diğer mirasçıların bu masraflara katılmadıklarının belirlenmiş olması ve davacının bu nedenlerle isteğinde haklı olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ortak miras bırakandan kalan taşınmazın mirasçılar arasında yapılan fiili taksim sonucu davalıya düşen bölüm içerisinde kalan su kuyusundan davacının yararlandırılmaması nedeniyle davalı tarafından yapılan suya müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan ve dava konusu olan sayılı parsel paylı mülkiyet biçiminde birçok paydaş adına tapuda kayıtlı olup tarafların ortak miras bırakanı Mustafa oğlu M.. G.. adına ¼ payın bulunduğu dosya kapsamındaki tapu kaydından anlaşılmıştır. Taşınmaz davada taraf bulunan şahıslar adına kayıtlı olmadığı taraf beyanları ve dosya kapsamıyla sabittir. M.. oğlu M.. G..'in başka mirasçılarının olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Çünkü veraset belgesi ya da mirasçıları gösteren ölümlü nüfus aile kayıt tablosu dosya arasında yer almamaktadır.Dava dilekçesiyle keşif tutanağı kapsamı dinlenen kişilerin beyanları fiili taksimi gösteren kroki uzman bilirkişi ziraat mühendisi rapora krokisi ile teknik bilirkişi tarafından dosyaya sunulan rapor ve ekteki fiili kullanım durumunu gösteren a., b, c, d, e harfleriyle işaretlenen kroki birlikte değerlendirildiğinde dava konusu parselin esasen ortak miras bırakan Mustafa oğlu M.. G..'den kaldığı, TMK’nun 701. ve 702. maddeleri gereğince taşınmazın elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu A.. G..'e fiili taksim sonucu düşen bölümdeki su kuyusunun (artezyen kuyusu) kök muris zamanından beri var olduğu sayılı parselin tamamının bu sudan yararlandığı, kuyudan çekilen su ile ürünlerin sulandığı, hayvanların bu sudan yararlandıkları, tüm mirasçıların da kendilerine düşen taşınmazları bu su ile suladıkları, hayvanlarının bu sudan içtikleri, bir yerde tüm mirasçılarının bu sudan kadim kullanma haklarının bulunduğunun kabulü gerektiği su kuyusu sadece davalı A.. G..’e ait taşınmaz bölümü içerisinde kalsa bile ortak miras bırakandan kalan su kuyusu olması ve tüm mirasçıların öteden beri aynı sudan yararlandıklarının saptanmış olması karşısında davacı dahil tüm mirasçılarının sudan kadim kullanma haklarının olduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davalı A..'nin su kuyusunda bir takım bakım ve onarımlar yaptığı daha verimli hale getirdiği ve bunlar için harcamaların da yapıldığı davacı tarafından da kabul edilmektedir. Bu şekilde yapılan tüm harcamaların suyu kullananlar tarafından da payına düşenin ödenmesi ve bu tür giderlere katılması gerektiğidir. Ancak, yapılan masraflar ödenmediği gerekçesiyle davacının sudan kadim kullanma hakkından yoksun bırakılmasına gerekçe yapılamaz. Masrafı yapan kişi tarafından payına düşen giderleri ödemeyen mirasçılara karşı açacağı bir dava ile tahsili yoluna gidilmesi mümkündür. Kaldı ki davacı bu masraflardan payına düşeni vermeye hazır olduğunu dava dilekçesinin kabul ettiği anlaşılmaktadır. Davacı ve diğer mirasçıların sudan yararlanma konusunda kadim kullanma haklarının olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Kök muristen itibaren fiili taksime konu taşınmazlar ve mirasçılara ait hayvanların bu sudan yararlandıkları inkar edilemez bir gerçektir. O halde Mahkemece, iddia ve savunma doğrultusundaki taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.