MAHKEMESİ : Bursa 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/07/2013NUMARASI : 2012/568-2013/557H.. E.. T.. Tic. Ltd. Şti ile L.. F.. Hizm.A.Ş. aralarındaki istihkak davasının karar verilmesine yer olmadığına dair Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.07.2013 gün ve 568/557 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.01.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Av. S.. Y.. ve karşı taraftan davacı vekili Av. M.. Ö.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı üçüncü kişi vekili, Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7286 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Bakırköy 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/696 sayılı Talimat dosyasında Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.05.2012 gün, 2012/1766 Değişik İş sayılı ihtiyati haciz kararı uyarınca yapılan 31.05.2012 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, haciz adresinin ve mahcuzların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, alacaklının haczi kötü niyetli olarak yaptırdığını, davacı ve borçlu şirketler arasında organik bağ da bulunmadığını, borçlunun sadece davacının 28.02.2012’den beri distribütörlüğünü yaptığı T.. firmasının 21.02.2012’ye kadar distribütörlüğünü yapan bir firma olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, dava konusu haczin talimat adresinde geçen yerde yapıldığını, bu sırada borçluya ait belgelerin bulunduğunu, istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli delillerin sunulamadığını, faturaların bir kısmının borcun doğum tarihinden kısa süre önce, bir kısmının ise daha sonra düzenlendiğini, mahcuzların misli mal olması nedeni ile faturalar ile karşılaştırılmasının da mümkün bulunmadığını, davacının 21.02.2012’den sonra borçlunun T.. firmasının distribütörlüğünü yapmadığını beyan etmesine rağmen resmi kayıtlarda 13.01.2011’den beri yaptığının belirlendiğini, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapıldığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu haczin dayanağı olan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait 2012/1766 Değişik İş sayılı kararın, Bursa 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ihtiyati haciz kararının 2013/663 Değişik İş sayılı dosyasında verilen 17.07.2013 tarihli kararla kaldırıldığı, böylece hacizlerin düştüğünün kabulü gerektiği, geçerli bir haczin bulunmasının dava şartı olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği, davanın konusuz kaldığı, yargılama giderleri ile nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerektiği, davalı alacaklının haczin kaldırılmasını istemediği için davanın açılmasına neden olan taraf olarak kabulü gerektiği, diğer yandan teminat karşılığında takip durduğundan kötü niyet tazminatına da hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili ve katılma yolu ile davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, üçüncü kişi tarafından İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.Dava konusu haciz, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.05.2012 gün, 2012/1766 Değişik İş sayılı ihtiyati haciz kararı uyarınca İİK’nun 261/1. maddesindeki 10 günlük yasal süresi içinde yapılmış, aynı Kanun’un 264/1. maddesindeki 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde de asıl takibe geçilmiş, böylece haciz kesinleşmiştir. Sonradan yapılan itiraz üzerine ihtiyati haciz kararının kaldırılması kesinleşen hacze etki etmeyecektir.Mahkemece işin esasına girilerek taraflarca sunulan delillerin toplanmasından sonra bir karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına yönelik yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.2.Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekili ile davacı üçüncü kişi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.