Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 284 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7639 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi ... ve ... ile Hazine ve...Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki kadastro tespitine itiraz davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.03.2012 gün ve 410/147 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar vekili Kadastro Mahkemesi'ne vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmaları sırasında 155 ada 28 ve 29 parsellere ait olan bir kısım yerin yol olarak tespit harici bırakıldığını ileri sürerek paftasındaki patika yolun iptali ile parsellere ilave edilerek davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf davanın reddini savunmuştur. Kadastro Mahkemesi'nin 02.06.2011 günlü kararı ile Mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Söz konusu karar, davacılar vekili ve davalı Köy Tüzel Kişiliği Temsilciliğine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, tarafların temyiz etmemesi üzerine 12.07.2011 tarihinde kesinleştirilmiştir. Kadastro Mahkemesi dosyası derkenar yazı ile resen 26.07.2011 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesine göndermiştir. Görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi 08.08.2011 tarihinde tensip tutanağı düzenlemiş ve yargılamaya devam ederek temyize konu kabul kararını vermiştir. Hüküm süresi içerisinde Hazine temsilcisi tarafından dilekçesinde yazılı sebeplerle temyiz edilmiştir. Açıklanan olgular, tarafların ve Mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, bidayette Kadastro Mahkemesi'nde açılan eldeki davanın 02.06.2011 tarihinde verilen görevsizlik kararının temyiz edilmemesi üzerine 12.07.2011 tarihinde kesinleştirilmesinden sonra resen 26.07.2011 tarihinde ait olan Mahkemeye gönderilmesinden kaynaklanmaktadır. Bir başka anlatımla 1086 sayılı HUMK'nun 193/3. maddesindeki 10 günlük süre hak düşürücü süre niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında Mahkemece resen göz önünde tutulması gerekir. Hal böyle olunca, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerindedir. Sair hususlar incelenmeksizin kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 16.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.