MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARBorçlu vekili, müvekkili idare aleyhine uygulanan tüm haciz işlemlerinin 6552 sayılı Yasa ile eklenen 5393 sayılı Yasa'nın 15/son fıkrası ve 5393 sayılı Yasa'nın 73. maddesine aykırı olduğundan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde belirtilen yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gerekçesi ile şikayetinin reddine karar verilmiş hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.11.09.2014 tarihli 29116 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddenin son fıkrasına "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamaz" hükmü eklenmiş ise de Anayasa Mahkemesi’nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile Birinci cümledeki “ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır.” ve son cümlesindeki “veya kamu hizmetini aksatacak” ifadeleri iptal edilmiştir.Yine aynı Yasa'nın 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddesindeki “15'inci maddenin son fıkrası hükümleri, devam eden her türlü icra takipleri hakkında da uygulanır. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” hükmü ise Anayasa Mahkemesi’nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile iptal edilerek yürürlükten kaldırılmıştır.Bu durumda, Geçici 8. maddenin iptal edilmesi ile 6552 sayılı Yasa hükümlerinin sadece Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceğinin kabulü gerekir.O halde, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanunun 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediye'den borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin yerine getirileceğinin kabulü gerekir. Somut olayda; takip tarihi 24/02/2015 olup 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden sonra olduğundan 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanacağının kabulü gerekir. Borçlu Belediye tarafından 11.03.2015 tarihinde mal beyanında bulunulduğuna dair dilekçe verilmiş isede, anılan dilekçe yasada belirtilen presedür ve içeriğe uygun değildir. Bu nedenle, borçlu Belediye’ye usulüne uygun mal beyanında bulunulması için davetiye çıkarılmasına dair yasal zorunluluk yerine getirilmeden haciz konulması usulsüzdür. Şu durumda borçlu vekilinin şikayetinin kabulü ile hacizlerin kaldırılması gerekir. Anılan yön gözetilmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 17.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.