Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2776 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 2098 - Esas Yıl 2008
Davacılar-karşı davalılar Yunus ve Hasan ile davalı-karşı davacı Hazine ve davalılar A... Köyü Tüzel Kişiliği, Sadık ve İsmail aralarındaki tescil, elat-m££nın önlenmesi, yıkım davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair (Ankara Onbeşinci Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen 20.11.2007 gün v^^ 461/356 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar-karşı davalılar Yiınus ve Hasan vekili ile davalı-karşı davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar vekili, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu yerin Hazine adına tesciline, davacı gerçek kişilerin elatmasının önlenilmesine ve binaların yıkımına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece uyulan Yargıtay bozma ilamı uyarınca, davacıların davasının reddine, dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline; davacı gerçek kişilerin elatmasının önlenmesine, taşınmaz üzerinde yer alan binaların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi hükmü uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesi üzerine; hükmün, redde ilişkin bölümleri davacılar vekili, davacıların yapmış oldukları muhdesatların kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine ve yıkıma ilişkin bölümleri yönünden davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine, uyulan Yargıtay bozma ilamı uyarınca 1971 yılında ölen davacıların miras bırakanı İsmail'in dışarıda kalan diğer mirasçılarının davaya muvafakat ettiklerini bildirmiş olmalarına, dava konusu taşınmazın üzerine bina yapılmak suretiyle tasarruf edilen kayalık bir zeminden ibaret bulunduğu ziraatçı, jeolog ve harita mühendisleri bilirkişiler tarafından ayrı ayrı düzenlenen raporlarda gerekçeli olarak açıklandığına göre, aşağıda belirtilen hususlar dışında yazılı şekilde hüküm kurulmasında kanuna aykırı bir yön görülmemiştir. Davalı Hazine vekili, davacı gerçek kişilerin davasının reddine, dava konusu yerin Hazine adına tapuya tesciline, yapmış olduğu binaların yıkılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacıların tescil konusu taşınmaz üzerinde bina yapmak suretiyle tasarrufta bulundukları hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Muhdesat niteliğinde bulunan bu binaların genel hükümler uyarınca açılan tescil davası nedeniyle davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi mümkün değildir. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi hükmü gözönünde tutularak davacılar adına binaların muhdesat olarak tapuya tesciline denilmiş ise de, genel hüküm niteliğinde bulunmayan Kadastro Kanunu'nun anılan hükmünün Asliye ve Sulh Hukuk Mahkemelerince uygulanması mümkün değildir. Kadastro Kanunu'nun genel hüküm niteliği kazandırılan maddeleri aynı kanunun 33/son fıkrasında belirtilmiştir. Ancak, TMK'nın 1012/1. maddesi hükmü uyarınca Hazine'nin istek ve kabulü halinde bu muhdesatın gösterilmesi mümkündür. Hazine'nin bu konuda bir muvafakati bulunmadığına göre, yazılı şekilde muhdesatların tapunun beyânlar hanesine şerh edilmesine ve bu nedenle yıkım isteğinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Yukarıdan beri izah edilen sebep ve gerekçelere göre davacılar vekilinin teniyiz itirazlarının reddiyle hükmün esasının (ONANMASINA), davalı Hazine vekilinin muhdesat ve yıkıma ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bunlara ilişkin hüküm bölümlerinin HUMK'nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve dayaalar-karşı davalılara ait 14,00 YTL peşin harcın onama harcına mahsubuma 22.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.