….. ile ………… aralarındaki elatmanın Önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne dair (Rize Sulh Hukuk Hakimliği)nden verilen 27.12.2005 gün ve 502/1415 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı, davalının taşınmazın üzerinden geçirdiği teleferik nedeniyle taşınmazın veriminin düştüğünü, mal ve can güvenliği yönünden tehlikeye yarattığını açıklayarak teleferiğin kaldırılması suretiyle elatmanın önlenilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının taşınmazı üzerinden geçirdiği teleferiğin herhangi bir zarar yaratmadığını davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller göz önünde tutularak davanın kabulüne, teknik bilirkişinin düzenlediği 12.12.2005 günlü krokide gösterilen yüksekliği 2,5-3 m, uzunluğu 50 m. olan teleferik hattının kaldırılmak suretiyle elat-masının önlenilmesine karar vermiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalının, davacının tapusuz taşınmazı üzerinden geçirmiş olduğu teleferik sisteminin kaldırılması ve elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkindir. Davalının, davacının taşınmazı üzerinden teleferik hattı çektiği ve kullandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yerel bilirkişi ve tanıklar davalının 10 seneyi aşkın bir zamandan beri teleferik sisteminden yararlanmak suretiyle elde ettiği ürünleri naklettiğini bildirmiş, ziraat ve inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi kurulunun düzenlemiş olduğu 14.12.2005 günlü raporda aynen "...bölgenin coğrafi konumu ve arazilerin fiziki yapısı göz önüne alındığında söz konusu yerde ve benzer yerlerde yaşayan ve tarımsal faaliyetlerde bulunan aileler için teleferik sistemlerinin tesisi kaçınılmaz olmaktadır. Gerçekten de söz konusu sistemin bu gibi arazi yapısına (çok meyilli) sahip olan yerlerde aynı işleri yapabilecek bir başka sistem (alternatif) henüz bulunamamıştır. Zaten bilindiği kadarıyla Rize ili ve ilçeleri ile köylerinde hep bu sistemin kullanıldığı bilinmektedir..." denilmiştir. TMK.nun 718. maddesine göre arazi üzerindeki mülkiyet kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ile altındaki arz tabakalarını kapsar. Davacının yararlanma ölçüsünde taşınmazının üstündeki katmanların mülkiyet kapsamında olduğunun kabulü gerekir. Görülmekte olan davada davalının 10 seneyi aşkın bir zamandan beri bu sistemi kurduğu ve yararlandığı bildirmiştir. Her ne kadar tanık Reşit davacı Sultan'ın rızası ile davalının bu sistemi kurduğunu anlatmışsa da, bilgilerinin tahmine dayandığını açıklamıştır. Davacının rıza ve izni olmaksızın bu yerde teleferik sisteminin kurulması ve kullanılması mülkiyet hakkına elatmanın önlenilmesi mahiyetindedir. Mahkemece toplanan deliller ve dosya içeriği göz önünde tutularak yazılı şekilde hüküm kurmuş olmasında kanuna aykırı bir yön yok ise de, davalının teleferik sistemini geçirmek suretiyle irtifak hakkını kazandığı da düşünülebilir. Bu durumda TMK.nun 780. maddesinin son fıkrası hükmü göz önünde tutularak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekir. Gerçekten de anılan maddede irtifak hakkının kurulması için tapu kütüğüne tescil şarttır vurgulaması yapıldıktan sonra son fıkrasında da "...İrtifak hakkının zamanaşımı yoluyla kazanılması, ancak mülkiyetin bu yolda elde edilebilecek taşınmazlardan mümkündür..." denilmiştir. TMK.nun 780. maddesinin son fıkrasındaki yollama nedeniyle aynı kanunun 713/1. maddesinde yazılı koşullar altında davacı taşınmazı üzerinde teleferik sisteminin kurulması ve bundan yararlanılması sonucu olağanüstü zamanaşımı yoluyla irtifak hakkının kazanılması da mümkün olabilir. Üzerinde teleferik sistemi geçirilen taşınmazın bulunduğu çalışma alanında tapulama ve kadastro faaliyetleri yapılmamıştır. Ancak Dairemize intikal eden diğer dava dosyalarındaki belgelere göre Rize, Merkez ilçesinde kadastro faaliyetlerine başlanılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 33. maddesinin son fıkrası hükmüne göre, bu Kanunun zilyede tanıdığı haklar kadastrosuna başlanan bölgede zilyedin leh veya aleyhine açılan davalarda iddia ve defi olarak ileri sürülebilir. Görülmekte olan elatmanın önlenilmesi davası üzerine davalı bu yerden teleferik sistemi kurmak suretiyle yararlandığını ve davacıya zarar vermediğini ileri sürdüğüne göre olağanüstü zamanaşımı yoluyla irtifak hakkının kazanılmasına ilişkin koşulların davalı yararına oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu bakımdan mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Gerekirse yeniden keşif yapılmak suretiyle yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde taraf delillerinin yeniden toplanması, davalının TMK.nun 780. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca olağanüstü zamanaşımı yoluyla irtifak hakkı edinip edinmediğinin göz önünde tutulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Davalının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.