Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2679 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22991 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/09/2012NUMARASI : 2012/44-2012/526Z.. K.. ve M.. K.. ile E.. K.. ve müşterekleri aralarındaki muhtesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 19.09.2012 gün ve 44/526 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacılar vekili dava dilekçesinde; parsel sayılı taşınmaza tarafların birlikte malik olduklarını, taraflar arasında Geyve Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ortaklığın giderilmesi davasının devam ettiğini, dava konusu parselde bulunan evlerden birini vekil edenlerinden M.. K..'un diğerini de Z.. K..'un yaptığını, ortaklığın giderilmesi davasında vekil edenlerine iş bu davayı açmak için 10 günlük kesin süre verildiğini, ancak iş bu davanın ortaklığın giderilmesi davasının sonuna kadar açılabileceğini, bu nedenle tespit davası açtıklarını açıklayarak dava konusu taşınmazda bulunan evlerden birini vekil edeni M.. K..'un diğerini vekil edeni Z.. K..'un yaptığının, vekil edenlerine ait olduğunun tespitine, ortaklığın giderilmesi davasında tespit talepleri bekletici mesele yapılmaz ise evlerin bedeli olarak 57.570,00 TL'nin davalılardan alınarak vekil edenlerine verilmesine karar verilmesini istemiş, 30.5.2012 tarihli yargılama oturumunda her ne kadar dava dilekçesinde 2014 parsel yazmakta ise de gerçekte dava konusu taşınmazın 2024 parsel sayılı taşınmaz olduğunu belirtmiştir.Davalılardan R.. K.., M.. E.., N.. K.., A.. K.., E.. K.., A.. Ö.. ve A.. O.. ayrı ayrı ibraz ettikleri cevap dilekçelerinde davayı kabul ettiklerini açıklamışlardır.Davalı A.. A.. vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde; davayı kabul ettiklerini açıklamıştır.Davalılardan İ.. K..'a dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir.Mahkemece; "...davanın hukuki yarar bulunmaması nedeni ile usulden reddine" karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 2024 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki evlerin aidiyetinin tespiti olmadığı takdirde evlerin bedeli olarak 57.570,00 TL'nin davalılardan tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin kararın kesinleştiğinden muhdesatların aidiyetlerinin tespiti hususunda davacıların hukuki yararının kalmadığı, ortaklığın giderilmesi davasında tespit talepleri bekletici mesele yapılmaz ise evlerin bedeli olan 57.570,00 TL'nin davalılardan tahsili talebiyle ileride gerçekleşecek olguya dair dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; eksikten getirtilen Geyve Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/22 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin dava dosyasının incelenmesi neticesinde; 12.01.2010 tarihinde açılan ortaklığın giderilmesi davasında temyize konu iş bu dosya davacılarından Z.. K..'un dava konusu taşınmazlardan 2024 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan evlerden inşaat bilirkişisi tarafından 29.353,96-TL değer belirlenen ev hakkında, M.. K..'un ise inşaat bilirkişisi tarafından 28.224,00-TL değer belirlenen ev hakkında mülkiyet iddiasında bulundukları, mahkemece 06.10.2011 tarihli yargılama oturumunda kendilerine mülkiyetin tespiti davası açmaları için 10 günlük kesin süre verilmesine karar verildiği, mahkemece 28.02.2012 tarihli nihai karar ile; verilen kesin süre içerisinde mülkiyetin tespiti davası açılmadığından bahisle mülkiyet iddiaları dinlenmeyerek dava konusu taşınmazların aynen taksimi mümkün olmadığından dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satıştan elde edilecek paranın tapu kaydı ve veraset belgesindeki hisseleri oranında taraflara dağıtılmasına karar verildiği, kararın 03.10.2012 tarihinde kesinleştiği, davalılardan A.. Ö.. ile A.. O..'un 13.12.2012 havale tarihli dilekçe ile satış talep etmeleri üzerine ihale ve satış işlemleri için dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu'na gönderildiği, yapılan ihale neticesinde dava konusu parsel sayılı taşınmazın temyize konu iş bu dosya davacılarından Z.. K..'a kendi hissesi düşüldükten sonra 35.000,00-TL bedel mukabilinde satışının yapıldığı, ihalenin kesinleştiği, satış bedelinin tüm paydaşlara tapu kaydı ve veraset belgesindeki payları oranında paylaştırıldığı belirlenmiştir. Hukuki yararı olmak kaydıyla paydaşlar tarafından muhdesatın aidiyetinin tespiti davası her zaman açılabilir. Ortaklığın giderilmesi davası kesinleşmiş olsa dahi satış aşamasında da açılabileceği gibi satıştan sonra da önce tespit davası açılarak olumlu karar alındıktan sonra diğer paydaşlara karşı eda davası niteliğindeki alacak (rücu) davasının açılması da mümkündür. Bu konuda kanuni bir engel bulunmamaktadır. Aksi halde hakkın özünün ortadan kalkması söz konusu olacaktır. Kaldı ki davacılar davalarını terditli (kademeli) olarak açmışlardır. Muhdesatın aidiyetinin tespitine, olmadığı takdirde taşınmazların bedeli olan 57.570,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuşlardır. Bu bakımdan terditli (kademeli) dava niteliğinde bulunan taşınmazların bedelinin tahsili yönünde taraf delilleri doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de davalılardan A.. Ö..'nın soyadının gerekçeli karar başlığında Ö.. olarak yazılması mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde bulunduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.