Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2610 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16405 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Konya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2013/174-2013/307Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARTMK’nun 171. maddesinde "- Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.”172/1 maddesinde ”Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.” 169.maddesinde de; "Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır" düzenlemelerine yer verilmiştir. Somut olayda, borçlu vekili, borçlu aleyhine Konya 3.Aile Mahkemesi'nin 2009/416 Esas-2010/513 Karar sayılı ilamına dayanılarak başlatılan takipte, İcra Müdürlüğünden ayrılık davasında hükmedilen tedbir nafakalarının ayrılık kararının kesinleşmesi ile sona ereceğinden sürenin sona erdiği 14.09.2012 tarihinden itibaren kaldırılarak, bu tarihten sonra yapılan tahsilat var ise iadesine karar verilmesini istediklerini, taleplerinin Müdürlükçe 05.03.2013 ve 06.03.2013 tarihlerinde reddedildiğini açıklayarak, bu kararların iptali istemiyle icra Mahkemesine başvurmuş, Mahkemece, dayanak ilamda ve Konya 2. Aile Mahkemesi'nin anılan nafakaların artırılmasına ilişkin 2011/893 Esas 2011/1052 Karar nolu ilamında nafakanın ayrılık süresi dolduğunda kalkacağına ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadığı gerekçeleriyle istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.Takibe dayanak yapılan Konya 3.Aile Mahkemesi'nin 22.06.2010 tarih 2010/539 Esas-2010/513 Karar sayılı ilamının incelenmesinden; tarafların 2 yıllık süreyle ayrılıklarına, müşterek çocuklarının geçici velayetlerinin ayrılık süresi sona erene kadar davacı anneye verilmesine, davacı anne için aylık 300 TL müşterek çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir nafakasının davalı kocadan alınarak, davacı anneye verilmesine karar verildiği, kararın 14.09.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. TMK’nun 169. maddesi kapsamında ayrılık davası sırasında verilen tedbir nafakası TMK’nun 172/1 maddesi göz önünde bulundurulduğunda ayrılık süresinin bitiminde sona erer. Yerleşik Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir. (2.HD 28.02.2012 tarih 2010/20232 Esas- 2012/4124 Karar, 14.01.2013 tarih 2012/13092 Esas-2013/235 Karar, 22.01.2014 tarih 2013/19148 Esas-2014/1126 Karar sayılı ilamlarında olduğu gibi) .Yukarıda TMK’nun 172/1 maddesinde açıklandığı üzere ayrılık süresi, ayrılık ilamının kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Takibe konu ilam, 14.09.2010 tarihinde kesinleştiğine göre ayrılık süresi 14.09.2012 tarihinde hitam bulur. Her ne kadar Mahkemece, Konya 2. Aile Mahkemesi'nin anılan nafakaların artırılmasına ilişkin 2011/893 Esas 2011/1052 Karar nolu ilamında nafakanın ayrılık süresi dolduğunda kalkacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı da gerekçe yapılarak, istem reddedilmiş ise de, bahsi geçen dava, ayrılık süresi sonunda TMK’nun 197/2 ve 329/1 maddelerine göre açılan ayrı bir tedbir nafakası istemine ilişkin olmadığı, takibe konu ayrılık kararı ile hükmedilen nafakanın artırılmasına ilişkin olup, ayrılık süresi içinde açıldığı gibi anılan Mahkeme ilamı artırılan nafakaların ayrılık süresinin sona ermesi halinde devam edeceğine dair bir hüküm de içermemektedir. Bu durumda, şikayetin kabulüne ve 05.03.2013, 06.03.2013 tarihli müdürlük işlemlerinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.