MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile MahkemesiTARİHİ : 07/05/2013NUMARASI : 2011/583-2013/436M.. D.. ile M.. S.. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Bakırköy 6. Aile Mahkemesi'nden verilen 07.05.2013 gün ve 583/436 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.02.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat A.. A.. E.. ve karşı taraftan davacı vekili Avukat D.. G.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı M.. vekili, dava konusu Edremit İlçesi, Çamlıbel Köyü, parselde blok numaralı tripleks meskenin tapuda 1/2 paylı olarak taraflar adına kayıtlı olup bu taşınmazın davacının Lüleburgaz’daki evinin satışından gelen para ile alındığını, alınan evin yarısının davalı adına tescil edildiğini, davacının Lüleburgaz’daki evi 75.000 TL'ye satıp, Edremit’teki evi 65.000 TL'ye aldığını, davacının açtığı boşanma davasında ayrıca davalı adına tescil edilen 1/2 payın da kadın adına tescilinin istendiğini, Mahkemece alacak istenmediğinden reddedildiğini, taşınmazın tamamının edinilmesine davacının 65.000 TL katkı sağladığını, taşınmazın kooperatiften alınıp alım sırasında davalının yarı hisse sahibi olduğunu, TMK'nun 227.maddesine göre davacının alacak hakkı bulunduğunu, zaten önceki davada davalı tarafın, davacının 35.000 TL katkı sağladığını 04.12.2006 tarihli dilekçesi ve 16.04.2007 tarihinde Edremit 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/51 talimat sayılı dosyasında verdiği beyanı ile kabul ettiğini açıklayarak fazla hakları saklı kalmak üzere dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile 35.000 TL katkı payı ve değer artış payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı M.., yargılama oturumlarına gelmemiş, bir cevap göndermemiştir.Mahkemece, açılan davanın kabulü ile 35.000 TL değer artış payının karar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talepten vazgeçilmekle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Mahkeme kararı davalının yargılama sırasında belirtilen adresine Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre 18.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından karar sonrası vekalet verilen vekili tarafından hüküm 09.09.2013 tarihinde temyiz edilmiştir. Öncelikle hükmün süresi içinde temyiz edilip edilmediğinin incelenmesi gerekmektedir.Dosyanın incelenmesinde davalı adına çıkartılan dava dilekçesi tebliğinin iadesi üzerine mernis adresinin araştırılarak dava dilekçesinin 30.12.2011, delil dilekçesinin ise 27.01.2012 tarihinde “Çamlıbel Köyü Çamlıbel Mücavir mevkii Anka-1 Kümeevleri kapı no: 16 Edremit Balıkesir” mernis adresinde bizzat tebliğ edildikleri, bir kısım tebligatların aynı adreste Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapıldığı, karar tebliğinin ise aynı adresi yine Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre çıkartıldığı görülmektedir. Açıklanan silsile ve karar tebliği için çıkartılan adresin de davalının mernis adresi olduğu gözetildiğinde 7201 sayılı Kanun'un 35'inci maddesinde yazılı “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde…” koşulunun gerçekleşmediği, davalıya karar tebliğinin aynı Kanun'un 10.maddesi de dikkate alınarak 21/2.maddesine göre yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı adına çıkartılan karar tebliği usule uygun olmadığına göre davalı tarafın bildirdiği öğrenme tarihinin kararın tebliğ tarihi olduğu gözetilerek temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilmiş, temyiz itirazları doğrultusunda hükmün esasının incelenmesine geçilmiştir.Taraflar 14.04.1999 tarihinde evlenmişler, 07.09.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hüküm 10.11.2008 tarihinde kesinleşmekle evlilik birliği son bulmuştur. TMK'nun 225.maddesinin 2.fıkrasına göre evliliğin boşanma ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasında mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK'nun 170.maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu Çamlıbel Köyü parselde numaralı tripleks mesken 16.06.2006 tarihinde ferdileşme ile 1/2 paylı şekilde taraflar adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Taşınmazın S.S. A.. Konut Yapı Kooperatifi'nden üyelik satın alma yolu ile 1/2 paylı şekilde satın alındığı ve sonrasında ferdileşme ile tapuya tescil edildiği görülmektedir. Dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığı anlaşılan Lüleburgaz 336 ada parselin 25/230 payı davacı M.. adına 07.06.1999 tarihinde satın alınmış, 11.08.2005 tarihinde ise satılmıştır. Mahkemece, davalı M..’in daha önce açılan ancak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulması, alacak istenmemesi sebebiyle reddedilerek kesinleştiği anlaşılan Bakırköy 2.Aile Mahkemesi'nin 2010/418 Esas ve 2010/794 Karar sayılı dosyadaki beyanlarının kabul niteliğinde olduğundan hareketle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.Ancak, hükme esas alınan ifadeler incelendiğinde Bakırköy 2.Aile Mahkemesi'nin 2006/621 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sebebiyle talimatla Erdemit Asliye Hukuk Mahkemesi'nde verdiği 04.12.2006 ve 16.04.2007 tarihli ifadelerinde M..’in davacı eşi M..’a 35.000 TL ödemeyi kabul ettiği ama bu kabulün M.. üzerine kayıtlı 1/2 payla ilgili olduğu, kendi adına kayıtlı paya karşılık bir kabulün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu husus aynı dosyadaki 25.01.2008 tarihli M..’e ait “benim bu konuttan başka konutum olmadığı için bilirkişinin belirlediği 90.000 TL ücretin yarı parasını ödeyerek konutun benim tarafıma satış yapılmasını istiyorum” beyanı ile de sabittir. Tarafların her ikisinin de çalışarak gelir elde ettikleri gözetildiğinde evlilik birliği içinde alınan ve daha sonra elden çıkartılan Lüleburgaz’da bulunan taşınmaz M..’ın kişisel malı olarak kabul edilemez. Bu taşınmaz üzerinde M..’in de hakkı olduğu açıktır. Bu taşınmazın satılarak elde edilen bedelin dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığı da dikkate alındığında M..’in en az M.. kadar dava konusu taşınmazda hakkı olduğu kabul edilmelidir. Kaldı ki Lüleburgaz’daki taşınmazın tamamının M..’a ait olduğunun kabul edilmesinde dahi tarafların serbest iradesi ile Çamlıbel Köyü'ndeki taşınmazın taraflar adına 1/2 paylı olarak tescil edilmesi sebebiyle M..’ın değer artış payı alacağı isteğinde bulunma imkanı da yoktur. Dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığı anlaşılan Lüleburgaz’daki taşınmaz bakımından da hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri doğrultusunda iki tarafın eşit katkıları olduğu, davacının katkı payı ve değer artış payı alacağı isteğinde bulunduğu da gözetilerek, her iki taraf adına 1/2 paylı şekilde tapuda kayıtlı Çamlıbel Köyü'ndeki taşınmaz açısından davacı M..’ın davasının reddine karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında daha önce görülen dosyalardaki M..’in beyanının hatalı şekilde değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Lüleburgaz’daki taşınmaz bakımından tarafların eşit katkıları da kabul edildiğinde, paylı mülkiyetteki paylar eşit bulunduğundan ve eşlerin birbirlerinden olan katılma alacağı istekleri TMK'nun 236. maddesi gereği takas edileceğinden, yine alacak hakkı doğmayacaktır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekillerinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, HUMK'nun 388/4 (HMK. m. 297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 503,05 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.