MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/01/2013NUMARASI : 2010/112-2013/41E.. N.. ve müşterekleri ile C.. Ş.. ve müşterekleri aralarındaki sözleşmenin iptali, tapu iptali ve tescil davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 31.01.2013 gün ve 112/41 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.02.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılar vekili Av. K.. B.. ve karşı taraftan davacılar vekili Av. A.. B.. O.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacılar vekili, davacıların İ.. ve H.. Ş..'in mirasçıları olup davalılar ile kardeş olduklarını, aralarında yapılan taksim sözleşmesiyle mirası 09.04.2009 tarihinde paylaştıklarını ve kendi paylarına düşen kısımların tapularını aldıklarını, ancak eşit olarak paylaşmak hususunda anlaşmalarına rağmen tapuda farklı işlem yapılarak taksim işlemindeki iradenin sakatlandığını, davacıların okuma yazma bilmediklerini, yapılan işlemin sonuçlarını tahmin edebilecek durumda olmadıklarını,yapılan işlemin davacı kardeşlerin içinde bulundukları durumdan, hafifliğinden, bilinçsizliğinden, tecrübesizliğinden kaynaklandığını, taksim sonunda davacılara düşen taşınmazların satışı zor iken davalıların ise rahatça sattıklarını, bu iradeyi sakatlama işini davalıların planladıklarını, kız ve erkek kardeşler arasında 10 kattan fazla yüzölçümü farkı bulunduğunu,taksim yoluyla yapılan mal kaçırma işleminin hata, hile ve edimler arasındaki aşırı oransızlık sebebiyle sözleşmelere aykırı olup iptali gerektiğini açıklayarak Kocaeli ili İzmit ilçesi Çayırköy parsellere ihtiyati tedbir konulmasına, yapılan taksim sözleşmesinin iptaline, tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili, tarafların, murislerinden miras kalan taşınmazlar konusunda taksim sözleşmesi yapıp bu taksim sözleşmesine göre de tapuda tescil ettirdiklerini, hata hile iddiası ile ilgili somut delil olmadığını, okur-yazar olmamalarının tek başına yetmediğini, işlemde iki tanığın yer aldığını ve hatta davalılardan C.. ve N..’ın da okuma yazma bilmediğini, taksim sözleşmesinde eşitlik değil rızanın arandığını, taksim sonrası hür irade ile tarafların tapuya giderek işlem yaptıklarını, kimin hangi taşınmazı aldığının bilindiğini, ortada muvazaa veya gizlenen bir işlem de bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, parseller hakkında açılan davanın reddine, diğer parseller hakkında açılan davanın kabulüne, Kocaeli ili İzmit ilçesi Çayırköy parsel sayılı taşınmazların davalıların adına olan tapusunun iptaline, Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 16.02.2011 tarih ve 2010/1415 esas, 2011/232 karar sayılı veraset belgesindeki hisseleri oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili tarafından kabul edilen parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.Mahkemece, davacıların okur yazar olmadığı, taraflar arasında yapılan rızai taksimde büyük oransızlık olduğu, tarafların hakiki rızalarının bulunmadığı, tecrübesizliklerinden istifade edilmesiyle rızai taksim yapılmış olduğu gerekçesi ile davalılar adına tapuda kayıtlı taşınmazlarla ilgili kabule karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazların tapuda kayıtlı iken 26.05.2009 tarihinde tapu sicil memurluğunda taraflar arasında yapılan taksim sözleşmesi ile paylaşıldığı, bu paylaşıma taraflar dışında dava dışı M.. Ç..’ın da katıldığı, aynı tarihte taksime göre tapu kayıtlarının sicile yansıdığı görülmektedir. Davacılar ile davalılar 8.9.1980 tarihinde ölen İbrahim Şahin’in mirasçılarıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK’nun 698 ve devamı maddelerine göre tapuda yapılan taksim sözleşmesi sonunda davacılara tek taşınmaz verilirken, davalıların daha fazla taşınmaz almaları suretiyle davacıların kandırılıp kandırılmadıkları, irade sakatlığı, gabin, edimler arası oransızlık nedeniyle aşırı zenginleşme olup olmadığı hususundadır. Dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtları incelendiğinde, taşınmazların tamamının tarafların murisi İ.. Ş..’den gelmedikleri, parsellerdeki 12/64’er payların S.. D..’e ait iken muris İ.. Ş.. tarafından değil davalılar N..,C.., Y.. ve G.. Ş.. tarafından satın alındığı, bu durumda taraflar adına eşit şekilde taksim yapılmasının beklenemeyeceği, diğer yandan Tapu Sicil Müdürlüğünde resmi şekilde yapılan taksim sözleşmesinde okuma yazma bilmeyen taraflar bakımından iki tanığın da hazır bulundurulduğu, yine taksime İ.. Ş.. mirasçıları tarafların dışında taşınmazların bir kısmında paydaş durumundaki M.. Ç..’ın katıldığı ve M.. Ç..’ın da kendisine kalan bir kısım yerin kamulaştırıldığı birlikte gözetildiğinde davacıların resmi şekilde yapılan taksim sırasında iradelerinin fesada uğradığı,kandırıldıkları veya davalıların davacıların okur yazar olmamalarını bilerek istismar ettiklerinin kabulü mümkün değildir. Kaldı ki davalıların üçüncü kişilerden satın aldıkları paylar da gözetildiğinde edimler arasında aşırı nisbetsizlikten de sözedilemez. Dosyada davacıların sözleşmeyi yaparken müzayaka halinde olduğunu gösterir bir delil de yoktur. Taksim sözleşmesi geçerli kabul edilmelidir. Mahkemece davada gabin şartlarının bulunmadığı dikkate alınarak davanın tümü ile reddine karar verilmesi gerekirken özellikle davalıların bizzat satın aldıkları payların da murise ait gibi hatalı şekilde değerlendirilerek taraflara düşen miktarların değerleri arasındaki açık nisbetsizlikten hareketle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.526,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.