Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2580 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21039 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile MahkemesiTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2009/526-2013/516N.. E.. ile A.. E.. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Antalya 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 06.06.2013 gün ve 526/516 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.02.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı N.. B.. bizzat ve vekili Avukat H.. M.. K.. geldi, başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı N.. vekili, boşanma dava dilekçesindeki talebinde davacının evlendiği 1981 yılından itibaren Almanya’da çalışarak aile bütçesine katkıda bulunduğunu, evlilik içinde edinilen ve davalı adına tescil edilen taşınmazların alımında en az davalı kadar katkı sağladığını, Türkiye’deki üç taşınmazın 300.000 TL, Almanya’daki binanın da yine takribi 300.000 TL olduğunu düşündüklerini, davalının ayrıca M.. B..'nda parası olduğunu bildiklerini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yarı oranda 300.000 TL'nin davalıdan maddi tazminat olarak tahsiline karar verilmesini istemiş, bozma sonrası 23.11.2009 havale tarihli açıklama dilekçesinde ise, ortak ve eşit çalışmaları karşılığı aldıkları ücretlerle edinilen dava konusu mallar üzerinden malların yarı hisse değeri olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 200.000 TL alacağın boşanma dava tarihinden geçerli yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, nisbi harcı da 200.000 TL üzerinden tamamlamıştır.Davalı A.. vekili, dava konusunu oluşturacak tek taşınmazın Ordu'da bulunan taşınmaz olup uygulanacak mal rejiminin de mal ayrılığı olduğunu, davacının bu taşınmazın alımına katkıda bulunduğuna dair delil sunulmadığını, Almanya'daki taşınmazın kredi ile alındığını ve halen ödemelerinin sürdüğünü, 01.01.2009 tarihi itibari ile 122.710 Euro'luk kredinin bakiye borcunun 86.631 Euro, ayrıca çekilen 50.000 Euro'luk kredinin bakiye borcunun da 28.079 Euro olup tarafların ayrı kaldıkları 5,5 yıl boyunca davacının taksit ödemesinin bulunmadığını, kredi sözleşmesine davacının isminin yazılmış olmasının borcu ödediğini göstermeyeceğini, Almanya’da bir dönem çalıştığına dair sigortalılık belgesinin sunulmuş olmasının da katkıyı ispatlamadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 09.09.1981 tarihinde evlenmişler, 24.03.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 30.06.2009 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmazlardan Ordu’da 472 ada parseldeki numaralı mesken 15.5.1989 tarihinde davalı adına satın alınmıştır. Almanya’da bulunan dava konusu meskenin ise 1998 yılında yarı paylı şekilde taraflar adına alındığı, alımında kredi kullanıldığı, 30.6.2005 tarihinde ise davacının kendi payını tüm hak ve yükümlülükleri ile devam eden borçlarının da davalı tarafından karşılanmak şartı ile bedelsiz devredildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı ve yargılama aşamalarındaki dilekçelere göre davacının talebi, Ordu’daki taşınmaz için katkı payı, Almanya’daki taşınmaz için ise katılma alacağı niteliğindedir.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, Almanya’da bulunan dava konusu taşınmazın davacı adına bulunan yarı payının Alman yetkili makamlarınca düzenlenen ve dosyaya sunulan 30.6.2005 tarihinde davalıya devredildiği tercüme belge içeriğinden, özellikle tercüme belgenin 2 ve 3.maddelerindeki açıklamalardan anlaşıldığına, bu taşınmazla ilgili talebin reddinde usul ve yasaya aykırı bir durum, taktirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin Almanya’daki dava konusu taşınmazla ilgili temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ordu’daki dava konusu taşınmaza gelince; bu taşınmaz taraflar arasında mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde davalı adına 15.5.1989 tarihinde edinilmiştir. Mahkemece, taşınmazın davalının kişisel malı olduğu ve davacının alımda katkıda bulunduğuna dair kesin ve inandırıcı delil sunmadığı gibi katkısını da ispatlayamadığı gerekçesi ile red kararı vermiştir.Dosya kapsamı, dosya arasındaki tercüme sigortalılıkla ilgili belgeler itibariyle, davacının da davalı gibi nizalı taşınmazın edinildiği dönem de dahil Almanya’da çalışarak gelir elde ettiği anlaşıldığına göre dava konusu Ordu’daki taşınmazın edinilmesinde katkısının bulunduğunun kabulü gerekir. Daire'nin yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Taraf gelirleri net olarak tesbit edilememekle birlikte her iki tarafın da Almanya’da çalışarak gelir elde etmeleri, erkeğin gelirinin davacıdan daha fazla olabilirse de eşlerin toplum içerisindeki statüleri ve konumları göz önünde bulundurularak her birinin ayrı ayrı kişisel harcamaları, 743 sayılı TKM'nin 152. davalı kocanın evin infak ve iaşesinden sorumlu olması birlikte gözetildiğinde davacının Ordu‘daki taşınmazın edinilmesindeki katkı oranının % 50 olarak kabulü hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerine de uygundur. Mahkemece, Dairenin yerleşik içtihatları göz ardı edilerek davacının katkısını ispatlayamadığından hareketle yazılı şekilde davanın tümü ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken iş Ordu’daki dava konusu taşınmazın alımında davacının katkısının % 50 oranında olduğunu kabul etmek, talebin katkı payı alacağı olduğu da dikkate alınarak dava tarihi itibarıyla belirlenen taşınmazın piyasa sürüm değeri (55.728 TL) üzerinden davacı lehine katkı payı alacağına hükmetmek olmalıdır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları Ordu’daki taşınmaza yönelik olarak yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan Ordu’daki taşınmazla ilgili hüküm bölümünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, HUMK'nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.