MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi.... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen 22.02.2012 gün ve 55/113 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı ... vekili, 26.10.2010 havale tarihli dava dilekçesi ile davalı ... ...’den şiddetli geçimsizlik hukuksal nedenine tutunarak tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi istekli olarak dava açmıştır. Davalı, (karşı davacı) ... ... 30.11.2010 havale tarihli dilekçesinde özetle; boşanma davasının reddine karar verilmesini istemiş, ayrıca, karşı dava açarak: dava konusu... İli, ... İlçesi,... mevkiindeki 212 ada 1 nolu parseldeki 1-A blok 1. kat, 12 nolu dairenin devremülk niteliğiyle boşanma davası açan eşin üzerine kayıtlı olduğunu, bu yerin ½ payının iptaliyle adına tescilini talep etmiştir. Yerel mahkeme, 24.01.2011 tarihli ilk oturumdaki dört nolu ara kararı gereğince karşı davaya konu olan tapu iptali tescil davasının tefrik edilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine kararı verdiği, buna göre tefrik kararının yazıldığı ve karşı davacının sunduğu dilekçe ile davanın değerini bildirmesi üzerine eksik harcın tamamlanarak dosyanın ayrı bir esasa kaydedilerek yargılamasının yapıldığı görülmüştür.Mahkemece, tefrikle ayrı bir esasa kaydedilen eldeki dava için yasal mal rejiminin düzenlendiği hakkın alacak hakkı olup ayni hak olarak kazanılmasının mümkün olmadığından ve davacıda söz konusu taşınmazdan ½ payın iptal ve tescilini istemekle açılan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı sıfatı ile ... vekili tarafından 29.03.2012 havale tarihli dilekçe ile temyiz edilmiştir. Yine ... ... vekili de aynı hükmü 06.05.2012 havale tarihli dilekçe ile temyiz etmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; yukarıda açıklanan konular eldeki dosyanın kapsamıyla örtüşmektedir. Bu nedenle, açıklanan iddia ve savunma konusunda taraflar ve mahkeme arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir.Öte yandan, dava konusu 212 ada 1 nolu parsele ilişkin tapu kaydı getirilmiştir. 165.017,02 m2 yüzölçümüyle 24 blok devremülk (tesisli kat mülkiyeti uyarınca) yazılı olduğu ve eldeki davanın davalısı ... adına 20.11.2006 tarihinde 1268 yevmiye ile kendi hissesinin de 19 Aralık- 2 Ocak arasında devremülk hakkının olduğu görülmüştür. Ne var ki, karşı dava dilekçesi, yerel mahkemenin tefrik kararı ve yazılı olduğu üzere işbu davanın davacısı: ... ...; davalısı ise ... olduğu halde tarafların davacı ile davalı sıfatlarının mahkeme kararına yanlış olarak yazılı olduğu buna göre mahkeme kararının yargılama giderlerinden olan Avukatlık ücretine ilişkin hükmünün yanlış tesis edildiği anlaşılmıştır.Hal böyle olunca, HGK'nun 2010/11-195 Esas, 2010/238 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerekir. Yine kararın gerekçesinin de sonucuyla tam bir uyum içerisinde yazılması zorunludur. Tarafların sıfatlarının karar başlığında yanlış yazılması bu haliyle kesinleşmesi durumunda infazda yanlışlıklara sebep olacağı tartışmasızdır. Bu nedenle Mahkemece, davacı ... ...’in isteği hakkında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar verilmesi, karar başlığında taraf sıfatlarının düzgün (doğru) yazılması ve ona göre bir hüküm oluşturulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21,15 TL peşin harcın istek halinde davalı ve davacıya ayrı ayrı iadesine 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.