Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2496 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15867 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 14. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/11/2012NUMARASI : 2012/1185-2012/1126Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARİstanbul 9.İdare Mahkemesi’nin 2009/593 E., 2012/748 K. sayılı ilamı ile hükmedilen toplam 102.966,72 TL'nin tahsili için borçlular aleyhine ilamlı icra takibi başlatılmış, borçlular vekili 6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki değişiklik kapsamında takibin iptalini talep etmiştir. Bu kapsamda, İcra Mahkemesi'nin kararı miktar ve nitelik olarak temyizi kabil olduğu halde; Mahkemece, takip miktarına göre kesin olarak nitelendirilerek borçlu vekilinin temyiz itirazının reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Bu durumda İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18.01.2013 tarihli kararının temyizi kabil olduğundan, borçlu vekilinin temyiz isteminin reddine dair aynı Mahkeme'nin 18.01.2013 tarih, 2012/1185-1126 Esas ve Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verildi. Temyiz incelemesine geçildi.İstanbul 9.İdare Mahkemesi’nin 2009/593 E., 2012/748 K. sayılı alacak ilamı borçlular aleyhine takibe konulmuş olup, borçlular Ç.. B.. ile Z.. B.. vekilleri İcra Mahkemesine başvurularında; müvekkilleri İdareye 6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki değişiklik kapsamında alacağın tahsiline yönelik herhangi bir başvuru yapılmaksızın takip başlatılmasının yasal dayanağı olmadığından bahisle takibin iptalini talep etmişlerdir. Mahkemece, dayanak ilama konu kararın anılan yasanın yürürlük tarihinden önce verildiğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, şikayetçi Ç.. B.. tarafından temyiz edilmiştir. 05.07.2012 tarih ve 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 02.07.2012 tarihli 6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesi ile Değişik 2577 sayılı Yasa'nın 28'inci maddesinin (2) fıkrasına göre “... Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı İdareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur..." Aynı Kanun'un 106. maddesine göre” a) 3'üncü, 4'üncü, 9'uncu, 10'uncu, 17'nci, 21'inci, 23'üncü ila 33'üncü maddeleri ile 36'ncı ve 37'nci maddeleri, 18'inci maddesiyle değiştirilen 2004 sayılı Kanun'un 89'uncu maddesinin yedinci fıkrası, 38'inci maddesiyle 2004 sayılı Kanun'a eklenen geçici 9'uncu ve geçici 11'inci maddeleri ile 105'inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi yayımı tarihinden altı ay sonra, b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.” hükmüne yer verilmiştir. Yasa'nın 28/2. maddesinde davalardan ve bu davalar nedeniyle verilen ilamların icra ve İnfazından bahsedilmiş olup, yasanın yürürlüğünden sonra karara bağlanan ilamlar için geçerli olacağı ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır.Somut olayda; şikayete konu takip, 6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesinin yürürlük tarihinden sonra, 26.07.2012 tarihinde başlatılmıştır. Bu durumda bahse konu değişiklik gereği icra takibi başlatılmadan önce İdareye başvuru zorunluluğu vardır. Her ne kadar alacaklı 12.09.2012 tarihinde bila tarihli dilekçe ile şikayetçi-borçlulardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuruda bulunmuş ise de, yapılan başvuru icra takibi başlatıldıktan sonra gerçekleştirildiğinden 2577 sayılı Yasa ile Değişik 28/2 maddesindeki İdareye başvuru koşulunun yerine getirildiğinden söz edilemez. O halde, Mahkemece, şikayetin kabulü ile icra takibinin iptali gerekirken yazılı gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Ne var ki; hükmü yalnızca şikayetçi Ç.. B.. vekili temyiz ettiğinden yeniden kurulacak hükümde takibin yalnızca anılan borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.SONUÇ: Şikayetçi-borçlu Ç.. B.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle anılan İdare yönünden İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.