Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 246 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 20490 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ve davalılardan ... taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz edenler gelmedi. Karşı taraftan ... geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacılar vekili, kök muris ...'dan intikal eden 17 ada 46 parsel sayılı taşınmaza ilişkin taraflar arasında düzenlenen taksim sözleşmesi ile birlikte anılan sözleşmeye uygun olarak düzenlenip içeriğini değiştirmeyen ancak parsel numaralarında değişiklik meydana getiren ifraz krokisi ve tescil bildirim beyannamesi gereğince tapu kaydının iptaliyle mirasçılara düşen parsellerin adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., taraflar arasında taksim sözleşmesi düzenlediğini, sözleşme altındaki isim ve imzanın kendisine ait olduğunu ancak sözleşmeye diğer ortakların çocukları da iştirak etmesi nedeniyle sözleşmeyi kabul etmediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalılardan ... mirasçıları olan ..., ... ve ...'a velayeten ... yargılama oturumlarına katılmamış, savunmada bulunmamışlardır.Mahkemece, talebe dayanak yapılan tarihsiz taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımıyla yapılmış olduğundan geçerli bir sözleşme olduğu ve...Belediye Encümen'in 28.22.2006 tarih ve 155 sayılı kararıyla kesinleşen imar parsellerinin gerekli ve yeterli niteliklere sahip bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile davaya konu 17 ada 46 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, taksim sözleşmesi ve devamı niteliğinde olan beyanname, kroki, ifraz dosyası ve harita mühendisi ...'in sunduğu karşılaştırmalı rapor gereğince 17 ada 46 parselin ifrazına, hükmün 1-a, b, c, d, e, f, g bentlerinde belirtildiği üzere taraflar adına tesciline, h bendinde A harfi ile gösterilen kısmın bedelsiz olarak yola terkinine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... tarafından ve hükmün 1-g fıkrası yönünden ise davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiştir.1- Davalı ...'nın temyiz itirazlarının incelenmesinde;Hüküm süresi içerisinde duruşma istekli olarak davalı tarafından temyiz edilmiş ise de, 01.06.2015 havale tarihli ve kimlik tespitli dilekçesinde temyiz isteğinden vazgeçtiğini bildirdiğinden davalının temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Davacılar vekili, hükmün 1-g fıkrasında 36 parsel sayılı taşınmazın ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş ise de, bu durumda taksim sözleşmesi gereği taşınmazdan pay alması gereken ... mirasçıları ..., ... ve ... mirasçılarının taşınmazdan pay alamadığını, kadastro tescil beyannamesinde bu parsel yönünden sehven ... ve müşterekleri yazıldığını, bahsi geçen parselin ... ve müşterekleri adına ait olması gerektiğini belirterek , hüküm fıkrasının 1-g bendinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulmasını istemiştir.Dosya içeriğinde mevcut taraflar arasında akdedilen tarihsiz " ... ili...İlçesi 31 Ağustos Mahallesinde bulunan 17 ada 46 nolu parselin ifrazına ait hissedarlar arasında yapılan anlaşmadır" başlıklı sözleşmenin incelenmesinde; sözleşmenin 5. maddesinde " aynı kroki üzerinden 1-2-12-6-29-17-34 ve 1 numaralı parselin altında bulunan artık parsel ..., ... ve ... hissedarlarına 600'de (... 10 hisse, ... 20 hisse, ... 20 hisse, ... 4 hisse, ... 4 hisse, ...a 4 hisse, ... 4 hisse, ... 54 hisse, ... 140 hisse) olarak" bırakıldığı görülmüştür. Davacı 25.09.2013 havale tarihli dilekçesinde; belediyeye ifraz için müraacat edildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilmeyen artık parseller meydana getirildiğini, bu nedenle parsel numaralarında değişiklik meydana geldiğini ancak taksim sözleşmesini imzalayan tüm mirasçıların tapuya tescile esas değişiklik beyannamesini de imzalayarak bu değişikliği kabul ettiklerini açıklamıştır. Harita Mühendisi ... 'in hükme esas alınan 22.07.2014 havale tarihli raporunda ise, taksim sözleşmesi ile parsel numaralarında farklılık içeren tescil beyannamesi karşılaştırılmış, taksim sözleşmesindeki parsel sayısı ile dosya içeriğindeki parsel sayısının tutmadığını ancak tapu sahiplerinin anlaşma ile verilen yerlerinde değişiklik yapmadan aynı yerleri ve fazla oluşan (şuyulu) parselleri de o bölgeyi alan maliklere verilmesi yönünde talepte bulunduklarını belirtilerek, taksim sözleşmesine göre 2-6-12-17 (tescil dosyasına göre 2-6-14-19) ..., 1-29 (tescil dosyasında 1-30-44) ..., ..., ..., 34 (tescil dosyasında 36) ... ve müşterekleri olarak tespit edilmiştir. Her ne kadar, Mahkemece davaya konu taksim sözleşmesi ve bahsi geçen bilirkişi raporuna göre hükmün 1. fıkrasının g bendinde 36 parsel sayılı taşınmazın ( taksim sözleşmesine göre 34) ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş ise de, ... ve müştereklerinin kimler olduğunun anlaşılamadığı, hükmün infaza elverişli olmadığı belirlenmiştir. Ancak, dayanak taksim sözleşmesi ve tescile esas kadastro beyannamesine uygun olarak, hükmün e bendinde 2-6-14 ve 19 parsellerin ..., f bendinde 1-30-44 parsellerin ..., ... ve ... adlarına tesciline karar verildiği, 36 parsel sayılı taşınmazın ise ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan ve infazı kabil olmayacak şekilde ... ve müşterekleri adına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu yönden yerinde olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmekteyse de; tarafların taksim sözleşmesinin diğer kısımlarına itirazlarının bulunmaması, ... ve müştereklerinin ... mirasçıları olduğunun dayanak taksim sözleşmesinden anlaşılması karşısında, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aşağıdaki şekilde hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir (HUMK. m. 438/7). SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün 1-g fıkrasındaki “….... ve müşterekleri…” sözlerinin çıkarılmasına, yerine “…... mirasçıları..” sözlerinin yazılmasına; hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca ONANMASINA, davalı ...'nın temyiz talebinin feragat nedeniyle REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara ayrı ayrı iadesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.