Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 233 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4677 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ... ve ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 23.09.2011 gün ve 7/138 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.01.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... geldi, başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar vekili, dava konusu taşınmazlar dahil birçok taşınmazın öncesinde ..... adına tapuda kayıtlı iken ... İcra Müdürlüğü'nün 1999/215 Esas sayılı icra dosyasında ihale ile davalı ...’ın satın aldığını, davacıların babası...'in icra takibi sonucu satılan malların parasını ödediği takdirde almak üzere ... ile anlaştığını, davalının ekli protokoller gereği önce dokuz, sonra üç adet taşınmazı devrettiğini, ama dava konusu dört adet taşınmazı devre yanaşmadığını, her iki protokol içinde de davalının “benim bu mallar için vergi,... gibi kalemlerle ilgili doğmuş doğacak borçlar dışında bir hakkım alacağım sözkonusu değildir” şeklinde beyanı olduğunu, davalının taşınmazlara ilişkin olarak ödediği satım bedeli ve yine taşınmazlar içinde yer alan fabrikanın davalı tarafından satılması suretiyle elde ettiği kar karşısında davalının dava konusu taşınmazlarda hakkı bulunmadığından protokol hükümlerinin davacılar üzerinde kendiliğinden gerçekleşmesi sebebiyle... ili ... İlçesi ... Mah. 150 ada 61, 64, 65 ve 66 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına paylı mülkiyet halinde tesciline, bu kabul görmez ise, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davalı ile davacıların murisi arasında anlaşma olduğunu kabul etmediklerini, davacıların babalarının mirasını da reddettiklerini ve dava açma hakları kalmadığını açıklayarak, taraf ehliyeti olmayan davacıların davasının reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu ... Köyü 150 ada 61, 64, 65 ve 66 parseller benzer şekilde... İcra Müdürlüğü'nün 1999/213 sayılı dosyasında yapılan satış sonunda alıcısı davalı ...... adına 26.01.2004 tarihinde tapuya tescilli bulunmaktadır. Davacıların dayandığı davalının beyanı ve imzasını içeren tarihsiz belgede dava konusu taşınmazların da içinde olduğu taşınmazlarla ilgili “...gayrimenkuller ... adına bundan sonra gelecek her türlü ceza vergi vs. işler için teminat olarak verilmiştir. ...’ın herhangi bir vergi ve ceza ile muhatap kalması durumunda ilgili yerleri dilediği bedelle satmaya yetkilidir. Yukarıda yazılı yedi parça taşınmaz tapuda adıma kayıtlı ise de, 30.12.2010 tarihinden sonra talep ve gerekli vergi vs. masrafları ilgili yerlere ödemeleri halinde gerekli intikali yapmayı kabul ve taahhüt ederim. Tüm bu yapmış olduğumuz işlerle ilgili sonucun neticesinin hesabına Av..... tarafından 6 ay öncesinde gerek yazılı gerek sözlü olarak ... ailesi ve mensuplarına bilgisi verilmiştir. 01.01.2005 tarihi itibarıyla Av. ...., ..., ... bu ilgili kişilerin sorumlulukları bitmiş olup (hesap davası kapanmıştır)...” yazmaktadır. Diğer yandan..., ... ve ... tarafından ...’in mirasının borca batık olduğu açıklanarak hasımsız olarak 29.05.1997 tarihinde açılan mirasın reddi davasında ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 19.07.2007 tarih 2007/167 Esas 2007/206 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, davacıların murisleri ...’in mirasını reddettiklerinin tespitine karar verilmiş, karar 13.09.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece, sübut bulmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, davalının savunmasında yer alan mirasın reddi nedeni ile davacıların dava açma sıfatlarının bulunmadığı hususunda bir açıklama veya değerlendirme yer almamaktadır. Dava dilekçesinde davacılar tarafından protokoller nedeni ile devir yapılacağı hususunda davalı ile davacıların murisi....’in anlaştığı açıklandığına, az yukarıda yazılı Mahkeme kararında da davacıların murisleri ...’in mirasını reddettikleri belirlendiğine ve dayanak protokollerde de... ailesine devir yapılacağı belirtildiğine göre, davalının savunmasında yer alan mirasın reddi bakımından Mahkemece bir değerlendirme yapılması ve Mahkeme görüşünün ortaya konulması gerekir. Bu hususla ilgili bir değerlendirme yapılmaması doğru değildir. Bu husus değerlendirilerek Mahkeme görüşünün işin esasına girilmesi yönünde olması halinde de dava dilekçesinde deliller kısmında sair deliller denilmek suretiyle yemin deliline de dayanmış sayılır. Bu nedenle Mahkemece davacı tarafa davalıya yemin teklif hakkı bulunduğu hatırlatılarak, yemin teklif etmek istiyorsa 6100 sayılı HMK'nun 227 ve devamı (HUMK'nun 337.) maddelerine göre usulüne uygun biçimde hazırlanacak yemin davetiyesiyle davalının davet edilmesi, HMK'nun yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde davalının yeminli beyanının alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi de usul ve yasaya aykırıdır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.