Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23131 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15742 - Esas Yıl 2014
İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Pamukova Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : DAVACI : G.. C.. vs.DAVALI : S. G. vs.DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, AlacakH.. C.. ve müşterekleri ile S. G. ve müşterekleri aralarındaki Tapu İptali ve Tescil, Alacak davasının reddine dair Pakmukova Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 19.09.2013 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı G.. C.. tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, ... parsel sayılı taşınmazı 22.04.1988 tarihinde miras bırakanları A. C. tarafından davalıların miras bırakanları A. G.'dan haricen düzenlenen senetle bir milyon TL'ye satın aldığını açıklayarak, tapu kaydının iptaliyle adlarına tesciline karar verilmesini, iptal tescil talebinin kabul edilmemesi halinde satış bedeli olan bir milyon TL'nin bugünkü karşılığının hesaplanarak davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tapulu taşınmazın haricen düzenlenen senetle yapılan satışının geçersiz olduğu, alacak isteğinin ise davacıların miras bırakanının taşınmazı haricen satın aldıktan sonra üçüncü kişiye satıp devrettiğini, bu haliyle murisin alacak hakkını 3. kişiye devretmekle alacağını tahsil etmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı G.. C.. tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar 09.11.2010 tarihinde ölen A. C.'un mirasçıları, davalılar ise 28.03.1991 de ölen A. G. mirasçılarıdır. A. G. da dava konusu taşınmazda 1/3 pay sahibi ölü F. G. 'un mirasçısıdırDava, harici satış senedine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedelinin tazmini isteğine ilişkindir. 1-Tapulu taşınmazların satışının TMK'nın 706/1, 6098 sayılı TBK'nın 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddesi gereğince resmi şekilde yapılması zorunludur. Satış işlemi resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz tapulama sonucu 30.01.1973 tarihinde 1/3 er paylı olarak davalıların kök miras bırakanı F. G. ve müşterekleri adına tescil edilmiştir. Dolayısıyla harici satış senedinin düzenlendiği 22.04.1988 tarihinde dava konusu taşınmaz tapuda kayıtlı bir yer olduğundan yapılan satış, anılan madde hükümlerine uygun bir şekilde yapılmadığından geçersizdir. Böyle bir satış, haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiş olması doğru olup, davacı G.'in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2- Davacılar dava dilekçelerinde, iptal ve tescile ilişkin isteklerinin kabul edilmemesi halinde bedel yönünden tazminat talebinde bulunmuşlardır. Kural olarak, 10.07.1940 tarih ve... sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme ve 07.06.1939 tarih, 1936/... Esas, 1939/...Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. .//..Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Ülkemizde yaşanan ve uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyreden enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı gözardı edilmemelidir. Davacı yanın harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. 22.04.1988 tarihli haricen düzenlenen senette davacıların miras bırakanı A. C. davalıların miras bırakanı A. G.'dan taşınmazı satın ve devraldığını, bedeli olan bir milyon TL'sını ödediğini imzalı beyanları ile belirtmişlerdir. İmzaları inkar edilmediği gibi senedin sahteliği de ileri sürülüp ispat edilmemiştir. O halde geçersiz satış sebebiyle belirtilen bedelin karşı tarafa ödenmiş olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, dinlenen davacı tanığı C. A.'ın taşınmazı haricen satın alan A. C.'un daha sonraki bir tarihte yine haricen 3. kişiye satıp devrettiği yönündeki beyanı esas alınarak bedel yönündeki isteğin de reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Diğer deyişle yazılı belge ile ispat edilen bir olgunun aksi yine aynı güçte bir belge ile ispat edilmelidir. Kaldı ki davacıların miras bırakanının 3. kişilerle dava konusu taşınmaza ilişkin hukuki işlem yapmış olması davalıların bedelin iadesi yönündeki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.O halde mahkemece yapılacak iş, ödeme tarihinden itibaren belirlenen satış bedeli bakımından tefe-tüfe endeksleri ile altın ve döviz fiyatları, memur maaş kat sayıları ve benzeri ekonomik etkenler gözetilerek satış tarihinden dava tarihine kadar uyarlamanın yapılması, bu yönde tüm deliller toplandıktan sonra bu açıklamalar çerçevesinde konusunda uzman mali müşavir veya bankacı bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak geçersiz sözleşmeye dayalı alacağın uyarlanmasına elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bedel konusunda bir karar verilmesi gerekirken, bu talep yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.SONUÇ: Davacı G.. C..'un temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün alacağa ilişkin bölümü yönünden yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın iste halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.