MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma AlacağıTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın asıl davanın kabulüne ve karşı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-karşı davalı vekili, davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARARDavacı-karşı davalı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı-karşı davacı adına edinilen malvarlığı nedeniyle 10.000,00 TL katılma alacağının davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini savunmuştur. Davacı/karşı davalı vekili 26.12.2012 tarihli dilekçe ile talep miktarını artırarak toplam 441.415,89 TL alacağın davalı/karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı-karşı davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesi ile de davacı/karşı davalı adına edinilen malvarlığı nedeniyle 10.000,00 TL katılma alacağının davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili 31.10.2011 tarihli dilekçe ile talep miktarını artırarak toplam 100.000,00 TL alacağın davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kabulü ile, toplam 441.415,89 TL alacağın davalı/karşı davacıdan tahsiline; karşı dava yönünden de davanın kısmen kabulü ile, toplam 98.475,00 TL alacağın davacı/karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.1-Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davacı-karşı davalı ...'nın 969 ada 68 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, mahkemece tasfiyeye konu taşınmaz yönünden arsa ve üzerindeki yapıların toplam değeri üzerinden hesaplanan değer dikkate alınarak katılma alacağına hükmedilmiş ise de, tasfiyeye konu 969 ada 68 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfında iken eş.... adına 02.04.2009 tarihinde satın alındığı, satın alındıktan sonra arsa üzerine iki dükkan ve sığınak inşa edildiği, davalının iddia ettiği arsa üzerindeki yapının tasfiye tarihinden (boşanma dava tarihi) sonra yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı anlaşılmıştır. O halde arsa vasfında iken satın alınan taşınmaz üzerinde satın alındıktan sonra inşa edilen iki dükkan ve sığınağın tasfiye tarihinden (boşanma dava tarihi) önce yapımına başlanıp başlanmadığı, başlanmış ise yapıların tasfiye tarihindeki durumunun araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.3. Davalı/karşı davacı ...'in 3634 ada 10 parsel 1 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, mahkemece tasfiyeye konu taşınmaz yönünden katılma alacağının kabulüne karar verilmiş ise de tasfiyeye konu 3634 ada 10 parsel 1 nolu bağımsız bölümün taraflar adına tapuda tescil edilmediği, eş ... ile tapu maliki .. .. arasında 29.08.2003 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile 10.000,00 TL peşin 35.000,00 TL tapuda devir sırasında ödenmek üzere taşınmaz satış vaadi hususunda anlaştıkları, aynı tarihte tapuya da satış vaadi hususunda şerh düşüldüğü, mal rejimi devam ederken tasfiye tarihine kadar (boşanma dava tarihi) tapunun eş ... adına geçmediği ve kalan bedelin de ödendiğinin iddia ve ispat edilmediğine göre, peşin ödenen bedel dikkate alınarak taşınmaz yönünden alacağın hesaplanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taşınmazın eş ... adına tescil edildiği ve bedelinin tamamının ödendiği düşünülerek hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; tarafların diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.