MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma AlacağıTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARDavacı ... vekili, dava konusu 6157 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde TMK 240. maddesi gereğince müvekkili lehine mülkiyet hakkı tanınmasını talep etmiştir.Davalılar vekili, dava konusu taşınmazın murisin kişisel malı olan taşınmazın satışından elde edilen para ile satın alındığı, taşınmazın kişisel mal olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu 6157 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 1/2 oranında davacı lehine mülkiyet hakkı tanınmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK'nun m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması isteğine ilişkindir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Aile konutu ve ev eşyası" başlıklı 240. maddesinde aynen; " Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır. Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir. Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz..." hükmüne yer verilmiştir. Aile konutu, resmi evli eşlerin birlikte seçtikleri ve ortak aile yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantılarını buna göre düzenlemeyi amaçladıkları konuttur (TMK'nun m. 186, HGK 28.09.2011 tarih, 2011/556 K.).Katılma alacağı, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK uyarınca; eklenecek değerlerden (TMK'nun m. 229) ve denkleştirmeden (TMK'nun m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK'nun m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK'nun m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK'nun m. 236/1). 01.01.2002 tarihinden önce yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi uyarınca geçerli olan mal ayrılığı rejiminde katılma alacağına yer verilmemiştir. Dairemiz uygulamalarına göre, aile konutu ölen eşin kişisel malı ise sağ eş lehine mülkiyet hakkı tanınmamaktadır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222). 4721 sayılı TMK'nun "kişisel malları" düzenleyen 220.maddesinin 2. bendine göre, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığı değerleri kişisel mal kabul edilir. Aynı maddenin 4. bendine göre de, kişisel mallar yerine geçen değerlerde kişisel mal sayılır (ikame kuralı). Bu kanuni düzenlemelere göre, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malın satışından elde edilen gelir ve bu gelir kullanılarak edinilen malvarlığı da kişisel mal sayılır. Bu yönde iddianın bulunması durumunda yapılacak iş; öncelikle, iddia ve savunma çerçevesinde mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan dava dışı taşınmazın ve dava konusu taşınmazın devir tarihleriyle birlikte önceki malik veya maliklerini de gösterir tapu kayıtları ile gerek görülmesi durumunda banka kayıtları bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilerek dosya arasına konulmalıdır.Her iki taşınmazın el değiştirme tarihlerinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım-satım değerleri vs göz önünde bulundurularak, toplanan/toplanacak diğer tüm delillerle birlikte tartışılıp değerlendirilerek kurulacak hükme esas alınır. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan taşınmazın satışından elde edilen gelirin dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığının anlaşılması durumunda, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan taşınmazın satış, dava konusu taşınmazın ise alış tarihindeki değerleri ayrı ayrı belirlenerek, yapılan katkı oranı tespit edilmeye çalışılmalıdır. Bulunacak katkı oranı, dava konusu taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın tarih) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılarak kişisel maldan, tasfiyeye konu mala yapılan katkı nedeniyle, doğacak alacak miktarı hesaplanmalıdır. Bu açıklamalara göre; sağ eş ya da ölen eşin yasal mirasçıları lehine konut üzerinde mülkiyet hakkının tanınması için; aile konutu olması, mal rejiminin ölümle sona ermesi ve sağ eşin katılma alacağının olması ve haklı sebeplerin bulunması gerekir. Mahsuba esas alınacak katılma alacak miktarı, iddia ve savunma doğrultusunda, aynı mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde belirlenmelidir. Haklı sebep, her somut olaydaki tarafların ekonomik ve sosyal yaşantılarına, meslek ve sanatlarına, miras ve tapu sicilindeki pay oranlarına vs göre belirlenmelidir.Aile konutu üzerine, mülkiyet hakkının tanınmasını gerektiren yasal koşulların gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda, katılma alacağına mahsuben, yetmezse belirlenecek ilave bedelin davacı tarafça mahkeme veznesine depo ettirilmesi sağlandıktan sonra mahkemece tapu kaydının iptali ile tesciline karar verilmelidir. Söz konusu değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Somut olayda; eşler, 22.03.1985 tarihinde evlenmiş, 10.07.2011 tarihinde eş.....'un ölümüyle davacı ve davalılar mirasçı bırakmıştır. Mal rejimi ölüm tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK'nun m. 225/1). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM'nun m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK'nun m. 202/1). Aile konutu, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.09.2006 tarihinde satın alınarak, muris eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK'nun m. 179). Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davacının katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını talep ettiği, davalıların taşınmazın murisin kişisel malı olduğunu iddia ettikleri 1233 ada 2 parseldeki taşınmazın satışından elde edilen para ile alındığını savundukları, mahkemece kişisel mal savunmasına yönelik araştrma ve inceleme yapılmadan karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunduğu iddia edilen 1233 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ve dava konusu taşınmazın devir tarihleriyle birlikte önceki malik veya maliklerini de gösterir tapu kayıtları getirtilerek, her iki taşınmazın el değiştirme tarihlerinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım-satım değerleri vs göz önünde bulundurularak dava konusu taşınmazın ikame kuralı gereği kişisel mal ve davacının katılma alacağı olup olmadığı değerlendirelerek sonucuna göre, yukarda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına dikkate alınarak, davacının talebi hakkında olumlu ya da olusuz karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.