İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İstanbul 14. Aile MahkemesiTARİHİ : 20/03/2014NUMARASI : DAVACI : N.. G..DAVALI : A.. G..DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan AlacakN.. G.. ile A.. G.. aralarındaki Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak davasının kabulüne dair İstanbul 14. Aile Mahkemesi'nden verilen 20.03.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Nurten vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 57.500-TL'nin karar tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Tebligat Kanunu'nun 6099 sayılı Kanunla Değişik 21'nci ve özellikle bu Kanun'un Uygulanmasına Dair Yenetmeliğin 30'uncu maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen koşul geçerlilik koşuludur. Somut olayda; dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününün tebliğine ilişkin mazbatada, muhatabın isim ve imzadan imtina eden komşusuna haber bırakıldığı belirtilmiş ancak haber bırakılan komşunun adı ve soyadı yazılmamıştır. Bu haliyle dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününün tebliği geçersizdir. Diğer yandan, mahkemece ön inceleme duruşmasında dava nihai olarak karara bağlanmayıp tahkikat aşamasına geçildiğine göre, davalının HMK'nun 147. maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunludur. Bu yasal zorunluluğun gereği yapılıp, davalının tahkikat duruşmasında bulunmasına olanak sağlanmaksızın karar verilmiştir. Bu durumda, hukuki dinlenilme hakkını zedeleyen (HMK'nun 27. maddesi) önemli bir usul hatasıdır. .//.. O halde, Mahkemece öncelikle davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun tebliğ edilerek, cevap dilekçesi vermek suretiyle savunma ve varsa delillerini sunmasına olanak verilmeli, delil bildirmesi durumunda delillerin toplanması, ondan sonra işin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmelidir. Anılan yön gözetilmeksizin davalının savunma hakkının kısıtlandığı gözardı edilerek eksik araştırma ve soruşturma ile davalının yokluğunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğin ve 992.00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.