Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22119 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13727 - Esas Yıl 2014





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Derinkuyu Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ : 27/11/2013NUMARASI : DAVACI : H.. M..DAVALI : A.. M..DAVA TÜRÜ : Katılma AlacağıH.. M.. ile A.. M.. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Derinkuyu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 27.11.2013 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üç adet ve ayrıca mahkemece tespit edilecek davalı adına kayıtlı taşınmaz malların TMK'nın ilgili hükümleri gereğince taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında mal ayrılığı rejimine ilişkin yazılı anlaşma olduğunu, taşınmazların kişisel malı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, 30.09.2013 tarihli uzman bilirkişi raporuna istinaden yanlar arasındaki mal ayrılığı rejimine ilişkin sözleşmenin hükümleri uyarınca davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar, 06.02.1989 tarihinde evlenmiş olup; Almanya'da Duisburg Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 54F 235/07 esası ile açılan boşanma davasının kabulü ve 15.06.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. İlgili boşanma kararının tanınmasına ilişkin hüküm 07.01.2013 tarihinde kesinleşmi??tir. Dava konusu ... ada.... parsel ... nolu mesken 10.07.2008 tarihinde satış yolu ile, ... ada... parsel nolu tarla 16.07.2008 tarihinde satış yolu ile, ... ada ... parsel nolu bağ ise 17.01.2008 tarihinde kadastro yolu ile davalı adına tapuya tescil edilmiştir.Eşler arasından evlilik malları hakkında uygulanacak hukukun belirlenmesi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunda düzenlenmiştir. MÖHUK 15/1 maddesi uyarınca "Evlilik malları hakkında eşler evlenme anındaki mutad mesken veya milli hukuklarından birini açık olarak seçebilirler; böyle bir seçimin yapılmamış olması halinde evlilik malları hakkında eşlerin evlenme anındaki müşterek milli hukuku, bulunmaması halinde evlenme anındaki müşterek mutad mesken hukuku, bunun da bulunmaması halinde Türk hukuku uygulanır." hüküm altına alınmıştır. Davalı tarafça, Alman Hukukuna göre eşler arasında Mal Ayrılığı Rejimi seçilmesine ilişkin davacı ve davalı tarafın istemiyle düzenlenen 29.10.2004 tarihli Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi Noterliği 1497/2004 Dr Yevmiye nolu evlilik anlaşması metninin tercüme evrakının mahkemeye sunulduğu, davacı tarafın Türkiye'de geçerli olmadığı yönünde itirazda bulunmakla birlikte sözleşmenin varlığını kabul ettiği, dava dilekçesinde belirtilmiş olan taşınmazların mal rejimine ilişkin noterde yapılan anlaşmadan sonra edinildikleri de gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde Alman Medeni Yasası'nın mal ayrılığı rejimine ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerektiği sabittir.Mahkemece, öncelikle tarafların seçmiş oldukları Alman hukuk sisteminde bulunan konuya ilişkin kanun maddelerinin tercümeleri, ilgili bilgi ve belgeler ile olayın çözümü için gerekli olan tüm dökümanları mahkemeye sunmaları için taraflara süre ve imkan tanınması, gerekirse Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi hükümlerinden de yararlanılması, bundan ayrı Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nden Alman Medeni Kanununda yer alan yasal mal rejimiyle ilgili tüm kanun maddeleri ile bilgi ve belgelerin mahkemeye gönderilmesinin istenmesi, 5718 sayılı MÖHUK m. 1, 2, 5 ve 15. maddelerinin olayın çözümünde göz önünde tutulması, tarafların seçmiş oldukları hukukuna göre gerekli bilgi ve belgeler ile kanun maddelerinin Türkçe örnekleri sağlandıktan sonra somut uyuşmazlık hakkında değerlendirme yapılması; gerekli görülür ise dosyanın Milletlerarası Özel Hukuk ve Medeni Hukuk konusunda uzman iki akademisyene verilmek suretiyle olayın çözümüne ve tarafların seçmiş olduğu hukuka uygun, gerekçeli, tarafların ve Yargıtay'ın denetimine açık rapor alınması, ondan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalıdır.SONUÇ: Davacı veklinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.