Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22101 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20196 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Kayseri 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/09/2015NUMARASI : DAVACI : S.. B..DAVALI : S.. Ç..DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine, Sakarya İş Mahkemesi'nce verilen ilama dayanılarak ilamlı takip başlatıldığı, borçlu Belediye vekili, ilamda alacağın brüt olarak hüküm altına alındığını, işveren olarak kendilerinin bu ücretlerden ilgili yerlere yatırmak zorunda oldukları gelir ve damga vergisi ile bazı yasal kesintiler olduğunu, oysa tazminatlar ile diğer ücret alacaklarının net olarak belirlenmesi ve talep edilmesi gerektiğini, bu miktarlar değişince asıl alacaklara işletilmiş faiz kısımlarının da değişeceğini belirterek, ilama aykırılık nedeniyle icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, alacak kalemlerinin net olarak hesaplanıp takibe konulması gerekirken, brüt üzerinden takibe konulup, yine brüt üzerinden faiz hesabının yapıldığı belirtilerek takipte fazla talep edilen kısmın iptaline karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gelir Vergisi Kanunu'nun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri hükümleri gereğince, işveren nakden veya hesaplama yaptığı sırada ödenecek miktar üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben kesinti yapmaya mecburdur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 8. maddesine göre borçlu işveren, vergi sorumlusu alacaklı, işçi de vergi mükellefidir. Takip konusu olan alacakların dayanak ilamda brüt olarak hesaplandığı belirtildiğinden, verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı yükümlü olan borçlu idarenin ilamda yazılı alacaklarda “vergi sorumlusu” sıfatı ile gelir vergisine mahsuben vergi dairesine ödemeye zorunlu olduğu miktarlarda kesinti yapmak ve kalan kısmı da icra dosyasına yatırmak suretiyle borçtan kurtulması mümkün olacaktır (HGK.nun 27.06.1984 tarih ve 12-280/752 sayılı kararı).Takip dayanağı ilam içeriği ile ilgili yasal düzenlemeler nazara alındığında, işverence işçiye ödenen ücretin ödenmesi sırasında, işçinin mükellefi olduğu gelir ve damga vergisi ile sigorta prim borçlarının, kaynaktan yatırılması kuralı gereğince, işverence ödemeler sırasında .//..kesilerek ilgili kurumlara yatırılması zorunludur. İşverence eksik ödenen ücretin ilamla brüt olarak tespit edilmiş olması halinde de, ödeme hangi tarihte yapılması gerekiyor ise, o tarihte ödenecek miktar matrah alınacak ve yine o tarihteki oranlar uygulanacaktır. İlamla belirlenen toplam alacak matrah alınmak suretiyle takibe konulduğu tarihteki oranlar üzerinden hesaplama yapılamaz.Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, gelir vergisi, damga vergisi ve sigorta prim kesintilerinin matrahının ne olduğu belirtilmediği gibi hangi oranda kesinti yapıldığı da açıklanmamıştır. Bu hali ile rapor denetime elverişli değildir.Bu durumda Mahkemece, yukarıda belirtilen ilkelere göre, gerektiğinde yeni bir bilir kişi raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.