MAHKEMESİ : Ankara 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2013/757-2013/745Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, Ankara 20. İcra Müdürlüğü'nün 2013/11619 Esas sayılı dosyasından Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.05.2013 tarih 2011/579 Esas-2013/198 Karar sayılı ilamına dayanılarak gönderilen icra emrinde asıl alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren yasal faiz hükmedildiği halde ilama aykırı olarak, ilamın kesinleşmesinden sonra Anayasa’nın 46/son maddesine göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının talep edildiğini ve ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'la 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6/5 fıkrasındaki değişiklikle talep edilebilecek faizin kanuni faiz olması gerektiğini açıklayarak, icra emrinin ilam kesinleştikten sonra kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı talebi yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, takibin yasa değişikliğinden sonra yapılması nedeniyle 6487 Sayılı Kanun'un 21.maddesi ile değişik 2942 Sayılı Kanun'un Geçici 6/5 maddesi gereğince şikayetin kabulü ile takip talebi ve icra emrindeki ''takip tarihinden itibaren asıl alacağa ilam kesinleşinceye kadar yasal, ilamın kesinleşmesinden sonra kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz" ibaresinin çıkarılarak yerine, "takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek 3095 Sayılı Kanun'a göre yasal faiz" sözcüklerinin eklenmesine karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ankara 20. İcra Müdürlüğü'nün 2013/11619 Esas sayılı dosyasında Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.05.2013 tarih 2011/579 Esas-2013/198 Karar sayılı kamulaştırmasız elatma alacağına ilişkin kesinleşmemiş ilamına dayanılarak düzenlenen takip talepnamesinde ve icra emrinde, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz, ilamın kesinleşmesinden sonra ise kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tahsili istenmiştir. Kamulaştırmasız elatma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 Esas 2003/33 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız elatma davaları; İBK., HGK. ve Hukuk Daireleri'nin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasında da kanuni boşluk mevcuttur. Ancak; İdarenin kendisine Anayasa tarafından tanınan olanak ve yetkileri yasaya uygun bir biçimde kullanmaksızın taşınmaza elatarak, kamulaştırma ilkelerine aykırı davranarak, Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına müdahale etmesi halinde, kamulaştırma ile mülkiyet hakkına Anayasa’nın 46. maddesi ile getirilmiş Anayasal sınırlandırma kıyasen uygulanarak, özü ve vardığı hukuki sonuçları itibariyle aynı nitelikler taşıyan kamulaştırmasız elatmaya ilişkin ilamlarda da hüküm altına alınan tazminatlara Anayasa'nın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Açıklanan nedenlerle, kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla Değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekmekte olup takip ve icra emri anılan bu kurallara uygun olarak düzenlendiğinden şikayetin kabulü doğru olmamıştır Öte yandan 6487 sayılı Yasa'nın 21.maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa'nın Geçici 6/5.maddesinde ''uzlaşılan bedel, bütçe imkanları dahilinde sonraki yıllara sari olacak şekilde taksitli olarak da ödenebilir. Taksiti ödeme süresince 3095 sayılı yasal faiz ve temerrüt faizine ilişkin yasaya göre ayrıca kanuni faiz ödenir'' hükmü düzenlenmiştir. Anılan bu yasal düzenleme uzlaşma yolunda kanuni faiz uygulanacağını hükme bağladığından kamulaştırmasız elatma nedeniyle hükmedilen tazminat alacağı ilamının takibe konulmasında uygulanamayacağından şikayetin bu yönden de reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.