Ayşe ve müşterekleri ile A... Köyü Tüzel Kişiliği ve dahili davalı Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair (Türkeli Asliye Hukuk Ha-kimliği)'nden verilen 27.06.2007 gün ve 105/98 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı A... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle yol olarak paftasında gösterilen taşınmazın adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı köy temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin önceki hüküm, davalı köy temsilcisinin temyizi üzerine Dairece diğer bozma nedenleri yanında dava koşulu gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gereğine işaret edilmişti. Mahkemece, bozmaya uyulmasına rağmen bozmanın dışına çıkılarak yazılı şekilde yeniden davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm bu kez davalı köy temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz, paftasında yol olarak bırakılan bir yerdir. Davacılar dava dilekçesinde, taşınmazın öncesi ve intikal şekli hakkında bir açıklamada bulunmaksızın zilyetliğe dayanarak tescil isteğinde bulunmuşlar, yargılama aşamalarındaki beyanları, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine göre taşınmazın 1948 yılında ölen miras bırakanları Osman ile 1972 yılında ölen amcaları Cemil'den kaldığı belirlenmiştir. Bozmada taşınmazların miras yoluyla intikal ettiği, miras bırakanlarının ölüm tarihine göre, terekelerinin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğu, davacılardan başka mirasçıların olduğu ve taksim olgusu da gerçekleşmediği gözetilerek davacıların terekeye dahil bir taşınmazın adlarına tescilini isteyemeyecekleri vurgulanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi gereğine işaret edilmişti. Mahkemece, kesin olan bozmanın dışına çıkılarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Dava dilekçesinde tüm mirasçılar adına tescil istenilmediğine, taşınmaz elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğuna göre davacıların adlarına tescilini istemeleri mümkün bulunmadığı gibi yargılama aşamalarında tüm mirasçılar adına tescilini istemek suretiyle hüküm kurulamaz. Tüm bu açıklamalar gözönünde tutularak uyulan Yargıtay bozma ilamı uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı köy temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK'nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde temyiz eden A... Köyü Tüzel Kişiliği'ne iadesine 17.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.