İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/03/2014NUMARASI : DAVACI : C.. Ç..DAVALI : M.. A..DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti C... C. ile M.. A.. aralarındaki Muhdesatın Tespiti davasının kabulüne dair Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.03.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların 1/2'şer payla malik oldukları ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı bina, 2 adet kümes, 2 adet tuvaletin davacı tarafından yaptırıldığını, aynı taşınmazda bulunan 336 adet muhtelif meyve ağaçlarının da davacı tarafından dikildiğini açıklayarak bu muhdesatların tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, dava konusu muhdesatların davacıya ait olduğunu, ancak davacının fiili paylaşıma uygun davranmayarak davalının kullanımında olan kısma ev yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve 23/12/2013 tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen alanda kalan ağaçların, iki katlı evin, iki adet tuvaletin, kümesin ve tel çitin, toplamda 90.495,00 TL'lik muhtesatın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bağşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul .//..edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda verilecek tespit kararı muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine yönelik olmalıdır. Durum böyleyken; mahkemece mülkiyet hakkı tanınmasına yol açacak şekilde aidiyet tespiti şeklinde karar verilmesi hatalı olmuştur. 2-Yukarda 1. bentde açıklandığı gibi; bu gibi davalarda tespit edilecek husus, koşulları varsa muhtesatı davacının meydana getirmesi olgusudur. Tespiti istenen muhtesatın değeri ortaklığın giderilmesi davasındaki satış aşamasında belirlenecektir. Bu nedenle davacının muhdesatın değerinin tespitini istemesinde bir hukuki yararı bulunmadığı halde, muhdesat değerinin tespitine karar verilmesi de doğru olmamıştır. 3-Diğer yandan, taraflar dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu 2701 parsel sayılı taşınmaza 1/2 şer payla maliktirler. Bu nedenle yargılama sonunda hükmedilecek vekâlet ücretinin taşınmazdaki davalı taraf payına isabet eden muhdesat değeri üzerinden, yani ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve hüküm altına alınan muhdesatların -arsa bedeli hariç-değerinin yarısı üzerinden takdir edilmesi gerekirken, tamamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1,2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerine olduğundan kabulüyle, 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'Nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalının hükmün esasına yönelik temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmardığına, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.545,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.