İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Gebze İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/11/2013NUMARASI : DAVACI : C. Mak Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti.DAVALI : R.. A.. vs.DAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı 3. kişi vekili borçlu U. Otomotiv Sistemleri AŞ.'nin uzun yıllardan beri yedek parça alış verişi yapmakta olduğunu, yedek parça bedellerinin çek veya peşin olarak ödendiğini, bunun karşılığında faturalandırılmış yedek parçaların belli süreler içerisinde müvekkili şirkete U. Otomotiv... A.Ş tarafından teslim edildiğini, alacaklılar vekili tarafından 07/12/2011 tarihinde borçlu U. Otomotiv Sistemleri AŞ.'nin fabrikasında haczettirilen makine parçalarının müvekkili şirkete ait olduğunu belirterek, hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı alacaklılar vekili, borçlu vekilinin haciz sırasında satışa hazır olan malların müvekkil şirkete ait olmadığını, N. K........A.Ş'ne ait olduğunu; bir kısım malların ise diğer bayilere ait olduğunu beyan ettiğini, haciz sırasındaki ilk beyanlar ile davacının iddiası arasında açık bir çelişki olduğunu, haczedilen malların dışında aynı mahalde aynı nitelikte daha bir çok mal bulunduğunu, malların ayırt edici özelliğinin bulunmadığını, borçlu ile davacı arasında danışıklı bir işlem yapılmaya çalışıldığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Dahili davalı borçlu şirkete usulüne uygun davetiyeye rağmen, yazılı veya sözlü beyanda bulunulmamıştır.Mahkemece, yapılan keşif ile aldırılan bilirkişi raporu ve talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ve davacının sunduğu faturalarla mahcuzların birbirine uygunluklarının tespit edildiği, bu nedenle hacze konu mahcuzların davacıya ait olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne, davalı tarafın kötü niyeti ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. .//..Haciz işlemi borçlunun iş yerinde gerçekleşmiş olup, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan üçüncü kişi şirket, borçlu ile aralarında imzalanan sözleşme ve fatura deliline dayanmaktadır. Davacı tarafından, sunulan fatura, takibe konu borcun doğumundan sonraki bir tarihte düzenlenmiş olduğu gibi, sunulan faturada mallar, cinsleri itibariyle belirlenmiş olup, seri numarası gibi ayırt edici unsurlara da yer verilmemiştir. Davacı tarafından sunulan faturada ayırt edici unsurlara yer verilmemesine rağmen, yalnızca sözleşmedeki dönemlerde belirli bir cinsten gerekli miktarda ürünün borçlu tarafından alındığını gösteren, davacı 3. kişi şirketin envanter kayıtlarından hareketle hazırlanmış olan maddi bulgulardan uzak bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir. Diğer taraftan, haciz işlemi sırasında; borçlu vekilinin ilk olarak haczedilen malların N. K. Petrol Ürün. Oto San. Tic. AŞ.'ne ait faturası kesilmiş mallar olduğunu, bir kısmının da diğer bayilere ait olduğunu beyan etmesi, sonrasında davacı 3. kişi şirket yetkilisinin, istihkak iddiasında bulunması çelişkili olduğu gibi, haciz sırasında hazır bulunan bilirkişinin dava sırasındaki beyanları ile sabit olduğu üzere, haciz mahallinde aynı neviden mahcuzdan çok daha fazla bulunduğu, üzerinde herhangi bir ayırıcı ibarenin bulunmadığı, menkul malların mülkiyetinin teslim ile geçeceği, ancak nevi borcu olan malların henüz davacıya teslim edilmek üzere ayırt edilmemiş olduğu dikkate alındığında, davacı 3. kişinin dayandığı deliller ile borçlu dolayısıyla da alacaklı lehine olan karinenin aksini ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekirken, mülkiyet karinesi hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 875,80 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.