Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21765 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13037 - Esas Yıl 2014





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Muş 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/01/2014NUMARASI : DAVACI : S.. G..DAVALI : G.. Ö.. vs.DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve TescilS.. G.. ile G.. Ö.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.01.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacı vekili, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazı, davalıların miras bırakanından 2.5.1972 tarihli haricen düzenlenen senetle, karşılığında 7000 lira ile kendisine ait evi vermek suretiyle satın ve devraldığını açıklayarak, tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline, bunun mümkün bulunmaması halinde, takas olarak verdiği evinin iadesi ile ödeme tarihindeki 7000 Liranın yine ödeme tarihi itibariyle Dolar'a çevrilerek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. 01.10.2012 tarihli dilekçe ile de, terditli isteğini açıklayarak, ... parselin tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmaz ise ödenmiş olan 7000 Liranın 2003 tarihindeki karşılığı olan 2.476,28 TL nin ve evin 2003 tarihindeki değeri olan 9.120 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı R., dava konusu taşınmazın satılmadığını, uzun yıllardır kendilerinin zilyetliğinde bulunduğunu, harici satışın geçersiz olup, düzenlenen senedin de sahte olduğunu, miras bırakanlarına bedel ödenmediğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, miras bırakanının eski bir evine karşılık davacının evinin takas edildiğini belirtmiş, davalı Ş. savunmasında, 30 yıl kadar önce miras bırakan İsmail M.'in, ev karşılığında 11 dönüm yüzölçümlü taşınmazını davacıya verdiğini, diğer davalılar Ş. , S,ve G, ise benzer açıklamalar ile davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalının zamanaşımı definde bulunduğu, talebin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 117 parsel sayılı taşınmaz tapulama yoluyla 03.03.1961 tarihinde davalıların miras bırakanı İ. M. adına tapuya tescil edilmiş, 20.04.2004 tarihinde ise diğer mirasçılar paylarını davalı R, M,'e tapudan satıp devretmişlerdir. Davacı tarafından takas olarak verilen ev ise .... parselde kayıtlı olup, 03.03.1961 tarihinde kesinleşen tapulamada Hazine adına kargir ev niteliğinde tespit ve tescil edilmiş, beyanlarda ..//..bina inşaatının davacı S.. G..'e ait olduğu yazılmıştır. Dosya kapsamına, toplanan delillere göre anılan evin davacıya aidiyeti ve satış-takas işleminin yapıldığı tarihe kadar davacının zilyetliğinde bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Dava, harici satış senedine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel tazmini isteğine ilişkindir. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın tapuda kayıtlı iken 1972 yılında haricen satılıp devredildiğine, tapulu taşınmazların satışının TMK'nın 706/1, 6098 sayılı TBK'nın 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddesi gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, satış işlemi resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağına göre, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken değişik gerekçe ile reddedilmiş olması doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacı vekilinin iptal ve tescil isteğine yönelik temyiz itirazlarının reddine,2-Geçersiz satışa konu olan bedelin tahsiline yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili, vekil edenin dava konusu taşınmazı tapu dışı yolla satın aldığını, düzenlenen senette belirtilen ve ödediği 7000 Liranın dava tarihindeki karşılığı olan 2.476,28 TL ile takas olarak verdiği evin değeri olan 9120 TL nın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. 10.07.1940 tarih 1939/... Esas ve 1940/... Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” Şu halde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabilir. Davacı; TMK'nun 995. maddesi uyarınca satış bedeli ödeninceye kadar hapis hakkına sahip olup, bu satış bedeli ödeninceye kadar aynı zamanda taşınmazdan yararlanabilir. Yine 07.06.1939 tarih 1936/... ve 1939/... sayılı YİBK da da “Taşınmazın haricen satışına ve satış vaadine ilişkin muameleler kanunen geçerli bulunmamış ise de, satıcının bu işte görevli memur önünde ferağın icrasını ve aksi takdirde almış olduğu bedelin geri verileceğini taahhüt etmiş ve alıcıyla aralarında kararlaştırılmış bulunan bedeli bu şartla satıcıya vereceğini üstlenmiş ise bu gibi uyuşmazlıklar BK'nın 125. maddesine (TBK 146) göre on yıllık zamanaşımına bağlıdır. Zamanaşımı süresinin başlangıcı, ferağdan dönme ve vazgeçme tarihidir.” denilmiştir. Şu halde, satıcı geçerli bir sözleşme yapmadığı takdirde aldığı satış bedelini geri vermeye mecburdur. Bu nedenle alıcı, satıcının ferağ vermesini ister, ferağ verme yönündeki ümidi kesildiği tarihte, verdiği parayı isteme hakkı doğar. İşte satış parasının geri verilmesi davalarında zamanaşımının başlangıcı bu ümidin kesildiği veya satışın yapılmasının imkan dahilinden çıktığı ya da tapuda devir yapma olanağının ortadan kalktığı tarih olmaktadır. Somut olayda; davacı, doğrudan gelir desteğinin uygulanmaya başlandığı 21.9.2001 tarihinde satıcının mirasçıları olan davalıların ferağ vermesini istemiş, davalılar ise bu isteği kabul etmemişlerdir. Dolayısıyla alacak isteği için zamanaşımının başlama tarihi açıklanan bu tarihtir. Yani; süre 21.09.2001 tarihinden itibaren işlemeye başlamıştır. Eldeki dava ise 22.7.2004 tarihinde açılmış olup davada 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir. Davacı dava dilekçesinde geçersiz sözleşme ile verdiklerini istemiştir. Daha sonraki 01.10.2012 tarihli dilekçesinde bu taleplerini açıklamış, miktarlarını belirlemiştir. Dolayısıyla talebin ıslah niteliğinde bir talep olduğu söylenemez. Diğer deyişle davacı, önceden dolar karşılığı olarak talep ettiği 7000 TL nin denkleştirici adalet kurallarına göre belirlenen miktarını ve takas olarak verdiği evin dava tarihinde belirlenen değerini istemiştir. ..//.. Buna göre, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanarak, değerlendirilmek suretiyle, söz konusu bedelin davacı tarafından ödendiğinin kanıtlanması halinde; dosyanın bu konuda Uzman bir mali müşavir veya muhasebeciye tevdi edilmesi, denkleştirici adalet kuralları da göz önünde bulundurularak harici satış senedindeki bedelin uyarlanma suretiyle dava tarihinde vardığı değerin belirlenmesinin istenmesi, bu konuda gerekçeli, karşılaştırmalı, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınması, ödenen bedellerin dava tarihindeki uyarlanmış güncel değerinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yukarıda açıklanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarına ve açıklanan ilkelere aykırı olmuştur.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) numaralı bentde açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacının tapu iptal tescil isteğine yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, bozma sebebine göre davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK'un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.