Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21687 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13191 - Esas Yıl 2014
İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/01/2014NUMARASI : DAVACI : S.. G.. vs.DAVALI : HazineDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescilS.. G.. ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 28.01.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacılar vekili, haricen satın alma ve TMK'nun 713/2. maddesine dayanarak, dava konusu ...ada ... parsel sayılı taşınmazda Y. N. adına kayıtlı 3/16 hissenin tapusunun iptali ile, davacılar adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, TMK'nun 713. maddesi kapsamında kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, hissenin haricen satımı geçerli olmadığı gibi, bu konuda delil ibraz edilmediği, Y. N. hakkında kayyım tayin edildiği, Y. hakkında herhengi bir gaiplik kararının bulunmadığı, taşınmazın malikinin belli olduğu, TMK'nun 713/2'de belirtilen şartların oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesi, temyiz dilekçesi içeriği ve dosya kapsamına göre davacı taraf TMK'nun 713/2. maddesindeki '' ölüm'' nedenine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesine imkan tanıyan TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi , “Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarih ve 2009/... Esas, 2011/... Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi'nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir. Bundan ayrı, harici satış senetleri sadece tapulu taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren kural olarak satın alan kişi veya kişilerin zilyetliğinin hangi tarihte başladığı bakımından kabul edilebilir. Bunun dışında tapulu taşınmazların TMK'nun 706, TBK'nun 237, 2644 sayılı TK'nun 26. maddesi gereğince alım ve satımları resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayıp, alıcıya herhangi bir hak bahşetmez, TMK'nun 713/1. maddesine dayalı istek hakkında da hiç şüphesiz olumlu bir sonuç doğurmaz. Yani, tapulu taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi mümkün değildir. Sadece bunun tek istisnasını TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davalar oluşturmaktadır. -//-Somut olaya gelince; dosya içerisinde mevcut tapu kaydından, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda 3/16 hissenin Y. N. adına mülkiyet ve hisse oranlarının düzeltilmesi nedeniyle 1965 tarihinde tescil edildiği, hissenin mirasçılarına intikal ettirilmediği görülmüştür.Mahkemece yapılması gereken, bu tür davalarda öncelikle kayıt maliklerinin mirasçılarının belirlenmesi ve husumetin bu mirasçılara yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması, kayıt maliklerinin mirasçı bırakmadan ölmüş olması halinde TMK'nun 501 maddesi gereğince terekesinin devlete kalacağı gözetilmelidir. Bu halde mahkemece taraf teşkilinin sağlanabilmesi için öncelikle kayıt maliki Y. N.'nin Hazine hasım gösterilmek suretiyle veraset belgelerinin temin edilmesi amacıyla davacıya süre ve imkan tanınması, mirasçılarının tespiti halinde, davanın mirasçılara yöneltilmesi, kayıt maliklerinin mirasçısının bulunmadığının tespiti halinde, TMK'nun 501 maddesi gereğince tereke devlete kalacağından davanın reddine karar verilmesi, kayıt malikinin mirasçılarının tespiti halinde davanın veraset belgesinde ismi geçen mirasçılara yöneltilerek, tarafların bildireceği deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davada gerek taraf teşkili sağlanmadan gerekse eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.